Erdinç Ergenç

Güney Afrikalı gey imam Muhsin Hendricks, LAMBDA tarafından düzenlenen bir konferansa katılmak için geldiği İstanbul’da Sabah’a özel yaptığı açıklamada, İslam’da eşcinselliğin yasak ve günah olmadığını söyledi. Hendricks, Kuran’da eşcinselliğin tanımlanmadığını ve cezasının da ölüm olmadığını savundu.

Zinaya ceza eşcinsellikten ağır

Gey imam, eşcinselliği bir eylem değil durum olarak tanımlayarak, “Hz. Muhammed hiç kimseyi eşcinsel olduğu için cezalandırmadı” dedi. Hz. Muhammed’in eline kına yakmış bir eşcinselin öldürülmesine izin vermediğini de söyleyen Hendricks, zinaya verilen cezanın eşcinsel eyleme verilenden çok daha ağır olduğunu da belirtti. Eşcinselliğe cezanın Hıristiyan Batı’dan sömürgecilik yoluyla İslama geçtiğini ileri süren gey imam, “İslam toplumları homofobik çünkü bu konuda fazla tartışma olmuyor” diye konuştu. Hendricks’in bir başka iddiası ise “lezbiyen ilişkide penetrasyon olmadığı için bir günah ya da cezadan bahsetmek mümkün değil.”

Güney Afrika’da “The Inner Circle” adlı Müslüman eşcinsellere hizmet eden sivil kuruluşun direktörü gey imam Muhsin Hendricks’in İslam ve eşcinsellik konusundaki çarpıcı görüşleri şöyle:

İslam’da eşcinsellik günah ve yasak değil mi?

Hangi İslam’da diye sormamız lazım. Hangi İslam eşcinselliği reddediyor? İslamın birçok yüzü var. Peygamberden sonra 7. ve 9’uncu yüzyılda İslam alimleri Kuran’ı ve İslamı anladıkları gibi yorumlamakta özgürdü. O zamanlar İslamı anladığın şekilde yorumlayabiliyordun. Sünni İslam’da farklı düşünce okulları vardır. Bu da imamların her zaman birbiriyle anlaşamadığını kanıtlar. İslamın eşcinselliğe bakışı bugünün erkek egemen anlayışının yorumu. Ben kuranı değiştirmiyorum. Yaptığım şu, olguları alıp masa üstüne koyup bunlar yeni olgular gelin buna yeniden bakalım ve Kuran’ı yorumlayalım diyorum. Kuran der ki doğruları konuşmak için kanıtlarınızı üretin. Ben kanıtlarımı oluşturdum, eşcinselliğe karşı olanlar da kendi kanıtlarını oluşturmalı. Bugüne kadar herhangi bir kanıt oluşturmuş değiller. Tek yaptıkları eğer iki erkek birlikte olursa bunun kıyametin alameti olduğunu ve Tanrının tahtının sallanacağını söylemeleri. Bu doğru değil. islam’da bir şey söylemek için kanıtlara ihtiyacınız vardır. Benim yaptığım da bu. Kuran’ı değiştirmiyorum sadece kanıtlarımı ortaya koyuyorum.

Soru şu: Kuran eşcinselliğe karşı mı? Hayır, kuran eşcinselliğe karşı değil. Aslında çeşitlilik, cinsel çeşitlilik de dahil, ırksal ve dilsel çeşitlilik Kuran’da hoş karşılanmıştır. Allah, herkesin durumu ve kendi giysisi ve inanışı içinde kabul eder. Kimsenin bunu yargılamaya hakkı yoktur. Sadece allah yargılayabilir.

Bir başka ayette Allah sizi farklı renk ve dillerde yarattık der. Bu da başka bir çeşitlilik. Bir surede Allah size eşler yarattık der ve erkek ya da kadın diye ayrım yapmaz. Bu konuyla ilgili çeşitlilik hakkında çok sayıda sure de vardır.

İslam eşcinselliği yasaklayıp cezalandırmıyor mu?

Eğer Kuran’a bakarsanız eşcinsellikle ilgili hiçbir ceza olmadığını görürsünüz. Çünkü eşcinsellik sözünden Kuran’da bahsedilmez. Böylece bir ceza da söz konusu değildir Kuran”da. Ortodoks alimler, Nisa Suresi’ndeki iki ayeti (14-15) öne sürer. Bunların eşcinselliğe ceza ile ilgili olduğunu söylerler. Bana göre bu iddiayı kabul etsek bile ceza tanımlanmaz ve net değildir. Ölüm cezasından bahsedilmez. Orada kullanılan “zina” sözcüğünü ele alırsak bunun kimi kapsadığı belli değildir. İki erkek de olabilir, iki kadın da. Burada bahsedilenler dışında eşcinselliğe herhangi bir ceza yoktur. Bu ayetlerde zinaya ceza eşcinsel birliktelikten çok daha sert ve net tanımlanmıştır.

Zinaya ceza verebilmek için dahi dört şahidin gözleriyle olayı görmesini isteyen Kuran’ın eşcinselliğe ceza verdiğini düşünmek mümkün değildir. Zinanın cezası kadını eve kapatmaktır. Kuran’da eşcinselliğe ise herhangi bir ceza yoktur.

Eşcinsellik Kuran’da yok mu, neden?

Eşcinselliğin tanımı 18’inci yüzyılda yapılmıştır.

Sizin eşcinsellik tanımınız nedir peki?

Eşcinsellik bir eylem değildir. Eşcinsellik bir durumdur. Aynı cinse ilgi duymak, ama bu ilgi biyolojik, psikolojik, fiziksel ve seksüel olabilir. Bu kişilere gey diyebiliriz. Eşcinsel eylemi heteroseksüel birisi de yapabilir. Mesela hapishanedeki bir erkek, bir başka erkekle birlikte olabilir. Kendini gey olarak tanımlamasa bile. Ne duygusal ne de psikolojik olarak o kişiye ilgi duymasa bile o kişiyle cinsel birlikteliği olabilir. Bu eşcinsel eylemdir. Sodom ve Gomora’da olan budur. Seksüel eğilim değil.

İslam’da eşcinsel evlilikle ilgili bir şey var mı peki?

İslam hukukunun kurallarından biri de aksi ispat edilmeden her şey serbesttir. Bu anlaşmak için önemlidir. Aksi ispat edilmeden yasak olmaz. Bu yüzden eşcinsel evliliğe ve birlikteliklere karşı olanların bunun Kuran’da yasak olduğunu ispat etmesi gerekir. Benim değil. İslam evliliğin sosyal bir sözleşme olduğunu söyler. Eğer sözleşme işlemezse sona erdirilebilir. Hıristiyanlık ve Musevilikte böyle değildir. Ancak Cennet’te sona erer. Bu sosyal sözleşme sadece erkek ile kadın arasında tanımlanmamıştır. Kuran’daki evlilik sözleşmesinde kullanılan terim cinsiyet terimidir, erkeklik ya da dişilik terimi değil. İslamın aradığı evlilikten sağlanacak sosyal fayda gey çiftlerden de aynı şekilde aynı şekilde sağlanabilir.

Ortodoks İslamda evlilik üremek, çocuk yapmak içindir. Ama Kuran evliliğin çocuk yapmak için olduğunu söylemez. Kuran, “sizin için eşler yarattık, böylece onlarla yaşabilesiniz diye” der. Size aşk ve mahremiyet verdik der. Eş edinmek rahat etmek içindir. Üremek için değil. Çünkü evlilik dışında da çocuk sahibi olmak mümkündür. Evlenmek zorunda değilsiniz. İki erkeğin üreyemediği için evlenemeyeceğini söylemek anlamsızdır.

İslam yol ayrımında diyorsunuz, neden?

İslamın bir yol ayrımında olduğunun en tipik örneği Türkiye. İslamı bırakan çok sayıda kişi İslamın onları hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor. İslamın onların kendi hayatlarına dair yanıtları olmadığını söylüyor. Çünkü elimizdeki şeriat bin yaşında. Üstelik bu şeriat artan sayıda insanın ihtiyaçları doğrultusunda hiç değişmedi. Bunun için İslam bir yol ayrımında diyorum. Bir şeyler olması gerekiyor ki İslam hala hayatta kalabilsin. Çünkü insanlar İslamı bırakıyor. Ortodoks alimlerin İslamın büyüdüğü iddialarına karşı öte yandan çok sayıda insan İslamı terk ediyor. İnanıyorum ki olması gereken içtihad. Yani düşünce özgürlüğü. Yüzyıllardır olmayan bir şey. İçtihat kapısı açılmalı. Müslümanların bugünün dünyasına ilişkin cevapları olmalı.

Eskiden İslam eşcinselliğe daha hoşgörülüydü diyorsunuz. Ne değişti? Arada ne oldu?

Muhammed zamanında Medine’de muhannetun adı verilen feminen erkekler yaşıyordu. Bunlar sanatla meşguldü. Bazıları kadın giysileri giyiyordu. Bazılarının elleri kınalıydı. Bazıları müzisyendi. Ama peygamberimiz cinsel eğilimleri nedeniyle kimseyi yargılamadı. Yargılananlar dinle alay edenler ve dini yanlış yönlendirenlerdi. Zina yapanlar ayrıydı. Eylemlerinden cezalandırılanlar oldu ama eşcinsel olduğu için kimse peygamberimiz tarafından cezalandırılmadı. Cezalandırılanlardan bazıları din karşıtıydı.

Bir keresinde elinde kına olan bir eşcinseli peygamberimizin huzuruna çıkarıp öldürülmesini onaylayıp onaylamadığı sorulur. O da ben Tanrıya inanan ve dua eden kimsenin öldürülmesini emredemem der. Serbest bırakılır.

Eğer 8-9’uncu yüzyıldan kalma şiirlere bakarsanız, hatta şiirlerinde Mevlana Celaleddin Rumi’nin Şems’e duyduğu aşka bakarsanız, Ömer Hayyam’ın erotik şiirlerine bakarsanız eşcinselliğe rastlarsınız. Muhammet’ten 200-250 yıl sonra yaşayan Ebu Nawaz’ın şiirlerinin el üstünde tutulduğunu görürsünüz. Onun gey olduğunu herkes biliyordu. Halife Harun Reşit’in korumasında yaşıyordu. Eşcinselliği, alkolikliğinden çok daha fazla hoş görülüyordu. Hatta Harun Reşit’in oğluyla da ilişkisi olduğu biliniyor. Harun Reşit’in oğlu erkeklerden hoşlanıyordu. O zaman herhangi bir ceza da yoktu. İçtihad vardı ve bu yüzden de İslamiyette farklı mezhepler bulunuyor. Üstelik hiçbiri de Sodom ve Gomora’dan bahsetmekle birlikte güçlü ifadelerle eşcinselliğe karşı çıkmıyordu.

Ne zaman ki İslam Batı’ya doğru gitti, Hıristiyanlıkla karşılaştı. Hıristiyanlığın Sodom ve Gomora ile ilgili, eşcinsellikle ilgili hazır formülleri vardı. Eşcinsellik eylemlerinde bulunanları cezalandıran yasaları vardı. Sömürgeciler bu görüş ve yasaları İslam ülkelerine zorla kabul ettirdiler ve eşcinselliği yasakladılar. Çünkü sömürgecilik aynı zamanda Hıristiyanlıkla birlikte geldi. Ya da tam tersi.

İslamın Hindistan’a girdiği zamana bakarsanız oradaki imparatorluğun hareminde erkek çocukları da vardı. Bunlar savaşlarda ele geçirilen Hıristiyan erkek çocuklarıydı.

Kendinizi Tanrının mesajını taşıyan bir tür Mesih gibi görüyor musunuz?

Havari ya da haberci hepsi toplumda kabul gören şeyler. Benim işim değil kendimi böyle tanımlamak. Ama benim Müslüman olarak görevim yanlış bir şey gördüğümde ve elimde kanıt olduğunda görevim buna karşı çıkıp doğruyu söylemektir. Yaptığım bu. İyi bir Müslümanın yapması gereken şey. Tanrıdan hiçbir haber almış değilim.

İslam ülkelerinde homofobi ne kadar güçlü?

Benim tecrübeme göre, İslam ülkelerinde eşcinsellikle toplum arasında bir tür aşk ve nefret ilişkisi var. Çünkü bir yanda eşcinsellik var ve çok sayıda erkek birbirleriyle birlikte oluyor, öte yandan aynı kişiler ortaya çıkıp gey hakları konusunda konuşunca sorun oluyor. Bunlar oluyor ama insanlar saklıyor. Bunun sebebi, cinselliğin İslam’da mahrem olması.

İslam toplumları homofobik çünkü bu konuda fazla tartışma olmuyor. Mesela “Aşk için Cihad” filmini müslümanlar fazlaca seyretmedi. Uzak durdular filmden. Çünkü homofobikler ve korkuyorlar. Konuşmak bile istemiyorlar.

Hıristiyanlık İslama göre eşcinselliğe daha mı hoşgörülü?

Aslında hayır. Hıristiyanlık bunu daha aşağıda papazlık seviyesinde çözdüğü için öyle görünüyor. Bazı kiliseler eşcinselleri kabul etmiş durumda. Bazı mezhepleri gey olmayı ve aynı zamanda Hıristiyan olmayı kabul etti. Bazı kiliselerde liberal düşünceli insanlar var. Ama örneğin Katolik kiliselerde bundan söz etmek mümkün değil. Güney Afrika’daki derneğimizde Hıristiyanlar da var. onların da Müslümanlarla çok benzer kiliselerden atılma hikayeleri var. Çünkü hepsi patriklikle, ortodokslukla, ailesiyle ve Tanrının cezalandırıp cezalandırmayacağı korkusuyla yaşıyor.

Eşcinseller kendilerini seküler olarak tanımlamayı tercih ediyor daha çok. Sizin görüşünüz ne?

Eminim siz kendi ülkenizde bile kendini Müslüman olarak tanımlayan eşcinseller bulabilirsiniz. Aynı durum Güney Afrika’da da var. Bizim derneğin üyelerinin büyük kısmı İslamın gereklerini yerine getiriyor. Bizim derneğimize gelme sebepleri de nasıl hem Müslüman hem de gey olunabileceğine dair cevaplar almak. Filistin’de başörtülü gey kadınlar da var. Bu da onların tercihi. ABD’de Müslüman geylerin örgütlendiği El Fatiha adlı bir dernek var.

Özellikle İran’daki geyler hayatlarını kurtarmak için ülkelerinden kaçıyor. Kaçanlar sorunlarını çözüyor mu?

Oslo’dan yeni döndüm. Orada Washington’dan bir başka gey ile birlikte bir araştırma yaptık. Orada İran’dan, Irak’tan, Pakistan’dan Lübnan’dan Müslüman geyler var. Lübnan’dan gelen bir genç, Oslo’da aradığını bulamamıştı. Çünkü dininden ayrılmak zorunda kalmıştı, ailesinden ayrılmıştı, istemediği bir kadınla evlilikten kaçmıştı, ailesinin gey olduğu için işkencesinden kaçmıştı, ama buraya gelmişti ve inancı vardı. Artık ne ailesi, ne inancı ne de aradığı tanıdık insanlar bulamamıştı. Yabancı olduğu için ayrımcılıkla karşılanıyordu. Ölüm cezasından kaçanlar için hayat hiç de kolay değil. Çoğu çifte utanç duygusu taşıyor. Ama sonuçta iyi Batı, kötü Doğu’ya karşı gibi bir durum yok aslında.

Kuran’da iki erkeğin ilişkisi hakkında bir ceza öngörülüyor peki ya iki kadının cinsel birlikteliği de aynı ceza kapsamına giriyor mu?

Aslında hayır. Lezbiyen ilişkide penetrasyon olmadığı için bir günah ya da cezadan bahsetmek mümkün değil. Kuran’da bu konuda herhangi bir ayet yok.

***

Muhsin Hendricks kimdir?

Güney Afrika’da ultra ortodoks Müslüman bir ailede ve toplumda büyüdüm. Hayatımızda her şeyi İslam belirliyordu. Annem Kuran öğretmeni, büyükbabam imam, babam ise toplumda ruhani liderdi. Yerken, içerken ve uyurken hep İslam vardı hayatımda. Çocukluğum ve gençliğim böyle bir aile ortamında geçti.

‘5 yaşında farkına vardım’

Gey olduğumun farkına beş yaşında vardım. Bu kadar küçük yaşta cinsel kimliğinizin farkına varmak ve buna karşı olduğunu bildiğiniz bir toplumda farklı cinsel kimliğe sahip olmak insana bayağı bir sorun yaratıyor. Küçükken feminen bir çocuktum. Hep kızlarla oynardım. Büyüme sürecim epey sancılı geçti.

‘Kendimi dine verdim’

12 yaşına geldiğimde sorunlarımı bastırmak için daha çok dua etmeye, oruç tutmaya başladım ve kendimi Kuran’a verdim. Böylece cinselliği unutmaya çalıştım. Medresede Kuran dersleri vermeye başladım. Bunu 21 yaşına kadar sürdürdüm. O yıl El Ezher’in Pakistan’da açtığı üniversiteden burs kazandım. Arapça ve İslam hukuku eğitimi almaya başladım.

Pakistan’da kendimi yalnız hissediyordum ve aşkı aradım. ‘Belki de doğrusu bir kadınla birlikte olmam ve evlenmem’ dedim. Kendi ülkemde bir kadın vardı bana aşık olan. Beni bekleyeceğini söylemişti. İlk yılın ardından ona telefon açtım ve ‘Bana hala aşık mısın?’ diye sordum. ‘Evet’ deyince ‘Benimle evlenir misin?’ diye sordum.

Evlilikten 7 gün önce itiraf

Damdan düşmüşe döndü. Ailemi arayıp evlenmek istediğimi söyledim. Kızı tanıyorlardı ve düğünü ayarladılar. Ama evlilikten tam yedi gün önce yapamayacağımı anladım. Beni gerçekten tanımayan bir kadınla evlenmemin mümkün olmayacağını anladım. Onu aradım ve buluştuk. ‘Benimle evlenmeden önce sana bir şey söyleyeceğim’ dedim. ‘Ben geyim’. Bunu duyunca şok oldu, kafası karıştı ve sinirlendi. ‘Hemen yanıt vermek zorunda değilsin’ dedim. ‘Eğer evliliği iptal etmek istersen Pakistan’a dönebilirim’ dedim. Aynı günün akşamı beni aradı ve beni sevdiğini söyledi. ‘Değişmen için sana yardım etmek istiyorum’ dedi. Ama o zamanlar benim zihnim de karışıktı. Beni olduğum gibi kabul etmiyorlardı ve değişmeliyim diye düşünüyordum.

Allahın garip espri anlayışı

Sonuçta evlendik. Üç hafta sonra birlikte Pakistan’a gittik. Pakistan’da bir kadın merkezinde çalışmaya başladı. Her zaman söylediğim gibi Allahın garip bir espri anlayışı vardır. Evliliğimin ilk yılında en yakın erkek arkadaşıma aşık oldum. Her zaman istediğim bir erkekle gerçek aşkı bulmuştum. Aynı zamanda bir eşin sorumluluğu vardı üzerimde. Evlenmek hayatımı daha da karmaşıklaştırdı. Üstelik bu evlilikten ileride üç çocuğum oldu.

Bu yüzden erkek arkadaşımla ilişkimi platonik şekilde devam ettirmek zorunda kaldım. Pakistan’dan ABD’ye taşınması gerekti. Onu geçirmek için havaalanına gittik. Ben kötü oldum ve ağlamak üzereydim. Eşim durumu fark etti ve lütfen ağlama aileler burada dedi. Ben dayanamadım ve ağladım. Eşim ağladığımı gördü ve bunu çok garipsedi ama bundan bir şeyler çıkardı. Eve döndüğümüzde eşim bana gelip ‘Ona aşık mısın’ diye sordu, ben de ‘Sana yalan söylemeyeceğim’ dedim. Bu evliliğimizin sonunun başlangıcıydı. O sırada bir çocuğumuz vardı.

80 gün oruç tuttu

O gidince biz de Güney Afrika’ya döndük. İkinci çocuğu da evliliğimizi yürütmek adına yaptık. Evimizde iki yıl daha devam ettik. İkinci yılın sonunda ben yapamayacağımı, iki hayatı aynı anda sürdüremeyeceğime karar verdim. Altı yıllık evliliğin sonunda ikimiz de bunun faydası olmayacağına ve ayrılmaya karar verdik. Sahip olduğumuz her şeyi ona bıraktım.

Bir çiftliğe gittim ve bir ahırda üç ay geçirdim. 80 gün oruç tuttum ve bazı cevaplar aradım. Bu süreyi düşünmek ve zihnimi temizlemekle geçirdim. Hayatım nereye gidiyor dedim. Üç ayın sonunda annemin yanına taşındım. O sırada annem boşandığımı bilmiyordu. Sadece problemler yüzünden ayrıldığımız sanıyordu. Bir gün sabah bana boşandığımı öğrendiğini söyledi ve ‘Sen şey misin’ diye sordu. Gey olduğumu söyleyemedi. Ben de ‘evet’ deyince ağlamaya başladı ve kalp krizi geçirdi.

Ertesi sabah annem odama geldi ve ‘Gey olmanı kabul edemem’ dedi. ‘Bunun İslam’da yanlış olduğunu biliyorsun’ dedi. Seni düzeltecek bir şeyler bulmalıyız, dedi. Ben de ona ‘20 yıldan fazladır kendimi düzeltmeye çalışıyorum’ dedim. Bana ‘Neden sana bir sorun olmadığını göstermem için bir şans vermiyorsun’ dedim. Bana ‘Nasıl gösterebilirsin ki Kuran öyle demiyor’ dedi. Ben de zaman istedim. Arkadaşlarımı annemle tanıştırdım ve normal olduklarını göstermeye çalıştım. Ne zaman televizyonda eşcinsellikle ilgili bir program olsa annemle izledim. Kütüphaneden makaleler getirdim.

Kısa süre sonra gazetelerde çıktım ve bu yüzden işimi kaybettim. Aslında beni attılar demek gerekiyor. Okulda gey istemediklerini söylediler. O sırada okulda öğretmenlik ve part time imamlık yapıyordum. Benim ders verdiğim İslami okul çok liberaldi. Kadınların Cuma namazı kılmasına ve namaz kıldırmasına izin veriyordu. Ama ailelerin çocuklarını okuldan almasından çekindiler. Benden gayet medeni şekilde okulu bırakmamı istediler. Ben de ancak okuldaki öğretmenlerle eşcinsellikle ilgili bir workshop yapmama izin verilirse bırakacağımı söyledim. Böylece camide İslam ve eşcinsellik konusunda bir workshop yaptım. Öğretmenlerin yarısı katıldı buna.

O sırada partnerimi tanıdım. Johannesburg’da yaşıyordu. Neden gelip benimle kalmıyorsun dedi. Ben de altı yıl kalacağım Johannesburg’a böylece taşındım. İlk yılın sonunda annemi çağırdım ve 10 gün bizimle kaldı. Hiç soru sormadı ve sorgulamadı. Döneceği gün, ‘Sizin ilişkinizin öteki evliliklerden hiçbir farkı yok’ dedi. ‘İkiniz tıpkı diğer karı kocalar gibi kavga ediyorsunuz’ dedi. Bunu annemin beni kabul etmesi olarak gördüm.

***

Filistinli lezbiyen aktivist

İsrail’e karşı hamas’ı tutarım

Filistinli lezbiyen aktivist Rauda Morcos, İsrail polisi ile Hamas arasında kalması halinde, İslamcıların tarafını tutacağını söyledi. Gilistinli lezbiyenlerin haklarını savunan ASWAT adlı örgütün koordinatörü Morcos, LAMBDA İstanbul LGBTT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transseksüel) Dayanışma Derneği’nin düzenlediği Onur Haftası kapsamında düzenlenen eşcinsellik ve İslam konulu toplantıya katıldı. Batı Şeria’da İsrail bölgesinde yaşayan Filistinli Morcos, kendisini seküler olarak tanımlarken, laik gruplarla işbirliği yaptıklarını ve hem Filistinli İslamcılardan, hem de İsrail tarafından baskı gördüklerini söyledi.

İki taraftan da baskı var

Lezbiyenliğin kendi ailesi ve İslam toplumunda kabul edilmediğini anlatan Morcos, baskı gördüğünü ve dışlandığını ifade etti. Seküler bir Filistin hayal ettiklerini kaydeden lezbiyen aktivist, İsrail’in sağladığı özgürlüğün ise sahte olduğunu ve Filistinli oldukları için casus olarak kullanılmaya çalışıldıklarını söyledi. İslama eşcinsellikle ilgili yasak ve cezaların sömürgeciler tarafından getirildiğini de savunan Morcos, “Eğer İsrail polisi bir toplantıda bize müdahale eden İslamcılara saldırırsa, tereddüt etmeden Müslümanların tarafını tutarım” diye konuştu.

Kaynak: Sabah gazetesi