Orhan Yalçın Gültekin

Eğer “revizyonist” tarihçilerin dedikleri doğruysa, yani aslında gaz odalarıyla gündeme yerleşen bir Yahudi soykırımı olmadıysa, olan bir soykırım değil de bir katliamsa (hatta bir katliam da olmadıysa), ne olur?

Şu olur: gaz odaları ve soykırımla gündeme yerleşmiş ve bir cinnet durumu olarak aktarılan dönemin gercek içeriğini daha kolay tartışma olanağı bulabiliriz; yani, NAZİ döneminin ardındaki sermaye çevreleri, o dönemin sınıf çelişki ve savaşımları, uluslararası sermayenin Nazilerin yükselişini neden ve nereye kadar desteklediği, sonra neden çark edip SSCB ile kerhen bir ittifaka yöneldiği; İkinci Dünya Savaşının nereye kadar bir paylaşım, nereden sonra bir anti-faşist uluslararası savaşa dönüştüğü (ya da dönüşmediği); demir ökçenin varlığı ya da yokluğunu belirleyenin ne kadar kan aktığı, ya da insan öldüğü değil, başka bazı şeyler olduğu; Yahudi soykırımıyla lekelenmemiş olsa bile NAZİ döneminin niçin karşı çıkılması gereken bir dönem olduğu, vb.

Bir soykırıma karşı çıkmak nisbeten kolaydır (ne de olsa insanî duygularımız var!); bir dönemin değerlendirmesini doğrudan bizi saf tutmaya itecek temellerde yapmak, işte o biraz zor.

30 Ocak 2001 – 13:41:13