Orhan Yalçın Hültekin

Başkasının vatanının işgal edilişine ses çıkartmayan, dahası bundan kendisi için ne fayda çıkacağının hesabını yapan alçak, hiç bir türde vatanperverliğin arkasına sığınamaz. Bu tür “vatanperverler”in tek bildiği “para”dır ve paranın da vatanı yoktur.

Yalnızca bir ülkede ikamet etmekten mütevellit maddî tabanlı vatanperverliğin yarın maddî ihtiyaçların başka bir yerde tatmin edilmesi durumunda oranın vatanperverliğine dönüşmemesinin ne engeli vardır? Aslında maddî ihtiyaçların tatmini temelindeki vatanperverliğin, eninde sonunda, ABD (ya da bir büyük güç – big brother – vatanperverliğine dönüşmesi çok sık rastlanan bir durum.

Irak halkının ölümüne çare olamayabiliriz barış için sesimizi çıkartarak ama böylelikle yarın sıranın “bize” gelmesinin önünde bir set inşa edebiliriz, “tamamen rasyonel nedenlerle”.

O ünlü papazı anımsıyor musunuz? Hani “önce komünistleri götürdüler. bana ne ben komünist değilim ki” diye başlayan dramı anlatan papazı.

Kılavuzu karga olanın burnu boktan, müttefiği ABD olanın eli kandan kurtulmazmış.

Kanla yıkanmış ellerle yenilen yemek insanın midesini bozar ve kan kokusunu parfüm niyetine kullananlar gün gelir sap gibi ortada kalır.

26 Mart 2003 – 16:19:00