Orhan Yalçın Gültekin

Hükümetin “başarılı yoksul öğrencileri paralı özel okullarda okutmak için kaynak tahsisi” projesine karşı yaklaşımım “paralı özel okullara karşı olup olmamakla” ilgili bir durum değil. (açık ve net olarak söylüyorum: paralı özel okullara karşıyım).

Paralı özel okulları olumlu bulan bir insanın bile hükümetin bu projesine karşı çıkmasının, bu projenin kötü emeller için kullanılabileceği kuşkusunun (tarikatçı özel okullara kaynak ve öğrenci aktarımı) dışında nedenleri olabilir, olmalıdır ve vardır.

Bu projeyi, bu hükümet değil, bazı duyarlılıklarımızı (laiklik) kaşımayacak bir hükümet bile hazırlamış olsaydı, paralı özel okullara karşı olmamdan bağımsız olarak karşı çıkardım.

Bu proje, devletin eğitim alanında iflas ettiğinin zımnen kabulüdür. Dahası her şeyi özel sektöre ihale etme ya da devretme anlayışının, daha genelde “ver, kurtul” yaklaşımının bir tezahürüdür.

Süreç aslında “dershaneler”le başladı. Millî Eğitim, bir üst eğitim kurumlarına geçiş için gerekli eğitimi veremediğini kabullendi ve bu işi özel dershanelere devretti. Şimdi de bir bütün olarak eğitim işini beceremediğini kabullendi ve eğitimi paralı özel okullara devretmenin adımını atıyor. Bu süreç ve atılan adımların hükümette bulunan partiyle ilintisi bütünüyle rastlantısaldır. Bu süreç ve atılan adımlar esas olarak sistemin tıkanıklığı ve bu tıkanıklığı özel sektörcü bir biçimde çözme planının görüntüleridir.

Bu proje, aynı zamanda, paralı özel okulların da kendi kendilerini idame ettirmekten uzak olduğunun zımnen kabulüdür. Kuşkusuz istisnalar kaideyi bozmaz.

Eğitim, devletin aslî işlerindendir; Özel sektöre ihale edemeyeceği türden bir aslî iş. Bana göre bir devlet, nasıl silahlı kuvvetlerini özel sektöre ihale edemezse, etmemeliyse eğitimi de edemez, etmemelidir.

Eğer paralı özel okullar bir gerçeklik ise, bu, devletin oraya hangi nedenle olursa olsun kaynak aktarmasını haklı ya da meşru kılmanın gerekçesi olamaz. Bu okullar, ticarî kuruluşlardır; verdikleri eğitimin kaliteli olup olmaması bu gerçeği değiştirmez. Ticarî kuruluşlar olarak en fazla, kalkınmada öncelikli yörelerde faaliyette bulunuyorlarsa, diğer ticarî kuruluşlara verilen destekten yararlanabilirler; belki eğitim kurumları oldukları için biraz daha fazlası. Devlet, yurttaşlarına paralı özel okullardan daha alt düzeyde bir eğitim veremez, vermemelidir. Bunu beceremeyen devlet, yetersiz bir devlettir; gereği yurttaşlar tarafından yerine getirilmelidir; devleti yeniden yapılandırarak…

Devlet, halihazırda paralı özel okulardan bu alanda faaliyet göstermelerinin diyet bedeli olarak, belli sayıda yoksul öğrenciyi bedelsiz/burslu okutmalarını istemektedir. Bu durumda bile paralı özel okullarda bedelsiz/burslu okuyacak öğrenciler, ancak ve ancak devlet üniversitelerinde bulunmayan ya da henüz gelişmemiş özel ihtisas/yetenek alanlarında eğitim veren paralı özel okullarda okutulmalıdır.

Devlet üniversitelerinde karşılığı olan fakültelerde daha düşük puan istedikleri için paralı özel okullarda “yoksul” öğrencilere kontenjan açılmasını daha yüksek puan almış öğrencilere karşı yapılmış büyük bir haksızlık olarak görüyorum.

Devlet ya da hükümetin, diyet almaktan kaynak aktarmaya hangi gerekçelerle yöneldiğini değerlendirmek gerekiyor.

02 Eylül 2003 – 16:03:26