Orhan Yalçın Gültekin

Hep ilgimi çeken bir konu olmuştur, bir dönem millî takımlarda “azınlıklara” mensup kişiler yeralırdı. Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe), Kostas Kasapoğlu (İstanbulspor), Niko Kovi (Beşiktaş) millî futbol takımımızın kadrosunda değişik dönemlerde yeraldılar. Beşiktaşlı Aleko Sofianidis (Beşiktaş) da ünlü bir futbolcuydu ama millî kadroda yeraldı mı bilemiyorum.

Bu isimlerin en ünlüsü, kuşkusuz Lefter Küçükandonyadis. Lefter, yalnızca olağanüstü futbolculuğuyla değil efendiliği, sportmenliği, çocuksu mahçubiyet ve amatör ruhla profesyonelliği olağanüstü bir biçimde birleştiren kişiliğiyle de gönüllere taht kuran bir adamdı. Ben kendisini hiç tanımadım ve seyretmedim ama ondan o kadar iz var ki Türkiye’de, onunla tanışmasanız da, onu seyretmemiş olsanız da onu “biliyorsunuz”.

Onunla ilgili bir anektoda rastladım internet’te… Ne kadar doğrudur, bilemiyorum… Ancak yaklaşımı ilginç ve önemli bulduğumdan sizlerle paylaşmak istedim.

“Milli takımımız İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk milli maçını 23 Nisan 1948’de Atina’da Yunanistan ile yapar. 3-1 kazandığımız bu maçta ikinci golümüzü Lefter atar. (İlk gol yine bir Fenerbahçeli Küçük Fikret’ten, üçüncü gol ise Beşiktaşlı Şükrü Gülesin’den gelir.) Takımda çoğunluk Fenerbahçededir ve anımsadığım kadarıyla kadro şöyledir: Cihat Arman (FB-kaptan) – Murat Alyüz (FB), Vedii Tosuncuk (BJK-bizim Nezihi’nin ağabeyi) – Selahattin Torkal (FB), Bülent Eken (GS), Hüseyin Saygun (Vefa) – Fikret Kırcan (FB), Erol Keskin (FB), Ahmet Erol (FB) [Şükrü Gülesin (BJK)], Lefter Küçükandoniadis (FB), Şükrü Gülesin (BJK) [Halit Deringör (FB)].

“Saha kenarına yerleştirilmiş Yunanlı savaş gazileri Lefter’e sürekli küfür etmektedir. Bu yüzden taç ve korner atmaya hiç gitmez. Üç gün sonra İstanbul – Atina karmaları arasında ikinci bir maç oynanır. İstanbul karması milli takım yedeklerinden oluşturulur. İlk devrenin sonlarına doğru Atina karması 2-1 galip durumdadır, tribünde seyirciler marşlar söylemekte ve Lefter’e alaycı göndermeler yapmaktadır. Lefter yöneticilere söyleyerek takıma girmek ister, girer girmez de beraberlik golünü atar. İkinci devrede iki gol daha çıkartır, bir gol de anımsayamadığım başka bir oyuncudan gelince maçı 5-2 kazanırız.

“Yıllar sonra bir röportajda kendisine en heyecanlandığı maçlar sorulunca “ırkıma karşı ulusumu temsil ettiğim Yunanistan maçları” der.”


24 ekim 2006, 11:30