Orhan Yalçın Gültekin
Selahattin Erol’un yazısına ilişkin notlar
SE: Hrant Dink’i öldüren silahın tetiğini çeken zavallı maşanın ve onu cinayete azmettirip kullanan ve kim oldukları henüz tespit edilemeyen (muhtemelen de tespit edilemeyecek olan) dış güçlerin ve onların işbirlikçilerinin suçu, tüm Türk milletine yüklendi. Türkiye’nin Hrant Dink’i koruyamadığından, suçun bizde olduğundan bahsedildi. Sürekli televizyon kanallarından sürekli Türkiye’yi ve Türk milletini hedef tahtasına koyan bir yayın, özeleştiri yaparmış gibi bir üslupla tekrarlandı durdu, bilinçlere işlendi.
OYG: Yine toptancılık, yine “Türk” adının geçtiği her yerde bir savunma ihtiyacı… Öncelikle bu kafadan kurtulmak gerekiyor. Hrant Dink cinayetinde – bir kaç kendini bilmez dışında – kahir ekseriyet, tam tersini yaptı: tetigi çeken ve arkasındakilerin “Türk milliyetçiliği” ile Türk budunu/milletini birbirinden ayırdı. Dahası tehlikenin bu tür milliyetçiliğin desteklenmesinde olduğu söylendi.
***
SE: Acaba bu şartlar altında bir kişi de çıkıp şu soruları sormuyor mu kendi kendine? Neden üç beş hain ve onun arkasındakiler bu cinayeti işlediler diye ben suçlu oluyorum? Neden Türkiye, neden Türk milleti suçlu ilan ediliyor ? Ben mi öldürdüm Dink’i? Biz mi öldürdük?
OYG: SE’nin ciddi bir biçimde nerede ve kimlerin/hangi çevrelerin bu cinayet yüzünden “Türkiye” ve “Türk milleti”ni suçlu ilan ettiğini kanıtlaması gerekiyor.
Ama ben kimin suçlu olduğunu hemen söyleyeyim: “bir çocuktan bir katil yaratan karanlık”! Bu karanlık, nasıl bir dünya ve Türkiye algılamasına dayanıyorsa, o zihniyetin temsilcileri suçludur.
SE, Hrant Dink’i öldürenleri “üc beş hain” olarak tanımlıyor… En azından o üç beş kişiden kahraman yaratmaya çalışanlarla arasına mesafe koyuyor. Bir ilerlemedir, kutlarım.
***
SE: Devletten koruma bile talep etmeyecek kadar isminde “Türk” olan her şeye karşıt olan, yazdığı bir yazıda Türklerin kanının zehirli olmasından bahseden, soykırımı utangaç bir şekilde savunan biriydi Dink.
OYG: Doğrudan Hrant Dink’in yazılarını okumasında fayda var. Hrant Dink’in bir yazısında “Türklerin kanının zehirli olmasından” bahsedip etmediğini kaynağından öğrenmesi gerekir. Ya kaynakları kendisini yanıltıyor ya da yanlış anlamış: Hrant Dink, “soykırımı savunmuyor”; utangaç bir şekilde değil, doğrudan söylediği de 1915 tehcirinin bir soykırım olduğu…
Devletten koruma isteyip istemediğini konuşmak ayıp; “devlet”in tehditler karşısında takındığı tavra bakmak gerek; “”devlet” ne yapmış, ne yapmamış… bunun için biraz gazete okumak, biraz televizyon seyretmek yeterli oluyor.
***
SE: Hrant Dink’in kızı Sera Dink’in cinayetten hemen sonra “Babamı vurdular, şimdi kanları daha mı temiz oldu?” (Sabah, 20.1.2007) şeklindeki sözlerinin, olayın yarattığı hınç ve şoktan kaynaklandığı söylenebilir. Ama bu tür şok anlarının kişilerin bilinçaltında yer etmiş hakiki duygu ve düşüncelerini ortaya çıkardığı da bir gerçektir.
OYG: SE, psikoloji biliyor mu, bilmiyor mu, yorumda bulunmayacağım ama Türkçe’den anlamadığını söyleyebilirim. Hrant Dink’in kızı haykırıyor: “Şimdi kanları daha mı temiz oldu?” Buradan anlaşılacak olan nedir? Şu: Babamı öldürerek mi kanlarınız daha temiz oldu? Öldürmeseydiniz kanınız daha mı az temiz olacaktı? Yani özetle cinayet mi sağlıyor kan temizliğini, diyor Hrant’in kızı.
***
SE: Ben bir Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. Sadece Hrant Dink katledildiğinde değil, Doğu’da şehit olan her askerimiz, her yurttaşımız için içim cız ediyor. Bugün “Hepimiz Hrant’ız” diye bağıranların acaba kaçı, daha dört gün önce şehit olan astsubay Kadir Aydın için “Hepimiz Kadir’iz” diye haykırabilir acaba? Kadir Aydın’ın cenazesinde kaç kişi yürüdü? Kaç sivil toplum örgütü, kaç parti lideri ya da üyesi “Eğer bu ülkede yaşamanın bedeli oğlum gibi yiğitlerin gitmesiyse gider. Bir oğlum daha var, oluyorsa alın onu da götürün” diyen şehit babasına bir başsağlığı diledi?
OYG: Kadir Aydın’ın üzerinden polemik yaratmaya ve sürdürmeye niyetli olanlara bunu yapmamalarını tavsiye ederim. Onların Kadir Aydın hakkında konuşabilmeleri için Kadir Aydın’in babası Ahmet Aydın’ın gösterdiği olgunluğa yaklaşmaları gerekir.
“Aydın, oğullarının şehit olmasının ardından kendilerini hiçbir zaman yalnız hissetmediklerini de vurguladı. Şehit babası Ahmet Aydın, Hrant Dink’in ölümünün ardından gösterilen toplumsal tepkilere, şehit cenazeleri örnek gösterilerek getirilen eleştirilere ise birlik mesajı vererek cevap verdi.
“Hrant Dink’in öldürülmesi ile oğlunun ölümünün birbirinden farklı olaylar olduğunu belirten Aydın, şunları kaydetti: ”Konuları birbirine karıştırmamak lazım. Benim oğlumun görev yaptığı yer belli, yaptığı vazifesi belli. Ama biz tüm aile olarak milletimizin birliğinden beraberliğinden yanayız. Oğlumuzun ölümü nedeniyle toplulumuzun hiçbir kesimiyle de küs değiliz. Ben açık söyleyeyim benim bacanağım da Batmanlıdır. Ayrıca aileme taziye için gelenlerin çoğu da Doğu kökenlidir. Bizim sadece beşeri tarafımız, oğlumuzu kaybettiğimiz için buruk, bunun dışında dini inancımız gereği oğlumuz şehit olduğu için gururluyuz..” (haberin tamamı)
SE türü “Türk milliyetçileri”ni Hrant Dink’in cenazesinde görmek isterdik!
***
SE: Ben isterim ki ne Hrant ölsün, ne Kadir! Silahlar değil, insanlar konuşsun, “yüz çicek açsın, yüz fikir yarışsın.” Ama böyle düşünmek beni Hrant yapmaz, yapamaz. Çünkü Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya ve bölmeye çalışanlarla ne işim olur, ne işbirliğim. Peki Hrant Dink böyle biri miydi? Yanıtı merak edenler bu adrese bir göz atsınlar: http://www.koxuz.biz ve sonra herkes kendisinin kim olduğunu, kimden yana olduğunu bir kere daha düşünsün.
OYG: SE’nin bir adım öteye geçip Hrant Dink’in Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya ve bölmeye matuf düşünce ve edimini açıklaması gerekir. Bunu yap-a-madığı sürece müfteri olarak kalacaktır.
SE için Hrant Dink’in melanetinin kanıtı, Hrant Dink’in iki yazısının KÖXÜZ’de yayınlanması değil; sitede Öcalan’ın yazısının da bulunması! SE, sembollerle yaşıyor ya… Bir sitede Öcalan’la birlikte yeraldınız mı yandınız! Kim ne demiş, ne yazmış; yazılanlar aynı ya da benzer mi; onun için önemli değil.
KÖXÜZ ile ilgili konuya gelince… Siteyi ziyaret eden biri şöyle yazmış:
“KÖXÜZ sitesine girdim; tavsiye ederim siz de girin. Sitenin tepesinde yazan yazı şu: Uluslara ve ulusçuluğa karşı a-nasyonalist yayın. Yani bu sitenin düşüncesinin ne olduğu ve var oluş sebebinin ne olduğu açık ve seçik bir şekilde belirtilmiş. İnanır veya inanmazsınız, bu düşünceyi destekler veya desteklemezsiniz, o sizin bileceğiniz bir şey. Sitede Hrant Dink’in adı geçiyor ve ona ait iki yazı sayfalar arasında yer alıyor. Ama Hrant Dink bu sitenin bir yazarı değil. Bu sayfada eski KÖXÜZ’u tıklayın. Derginin ocak 2007 sayısı karşınıza geliyor. O sayfada derginin yazarları listesine bir göz atın. Derginin yazarları arasında Hrant Dink yine yok. Yani site, yazarın iki yazısını alıntı olarak oraya koymuş. Sitede yer alan yazıları tıklayın. Yazılardan biri ‘Niçin hedef seçildim’, diğeri de ‘Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği’. Hepsi bu.”
Evet… hepsi bu!
08 Şubat 2007 18:46