Orhan Yalçın Gültekin

Eşarp-başörtüsü-türban yasak… Sakal yasak… Bıyığın şu biçimde olanı yasak, bu biçimde olanı serbest… Yok, özel yaşamda serbest, kamusal alanda yasak…

Birisi devletin, toplum üzerinde yükselen ve toplumdan görece özerk silahlı müfrezeler olduğuna benzer bir şeyler söylemişti. Bu silahlı müfrezelerin – kuşkusuz – üniformaları vardı. Tamamlanmak için üniformalı sivil insanlar topluluğuyla birleştirmek gerekiyor.

Devlet, üniformalı insanlar topluluğudur; bu yüzden olsa gerek devletin kılık-kıyafet yönetmelikleri var.

Bir zamanlar mutaassıp aile babaları kız çocuklarını kapıdan dışarı çıkarmaz, okula göndermezlerdi. Kızlar evde oturur, dikiş-nakış öğrenir, münasip bir koca beklerdi. Münasip kocayı da aile büyükleri bulurdu.

İlericilerimiz bu duruma karşı çıkar, kızların toplumsal yaşama katılmasının önündeki engellerin kalkması için savaşım verirlerdi.

Gün geldi mutaassıp aile babaları kabuklarını kırıp kızlarını okutmaya yöneldiler.

Kız çocuklarının toplumsal yaşama katılmalarının önüne bu kez de devlet ve sözümona ilericilerimiz çıktı.

İlericiliği, modernleşmeyi, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış olmayı bir tür üniforma olarak algılayanlar, bir başka tür üniformaya savaş açtılar. Handiyse gözlerini açtıklarından beri bir tür üniforma içine hapsedilen kız çocuklarına, o üniformayı çıkar, bu üniformayı giy anlayışıyla dayatmacı bir tavır sergilediler.

‘Cumhuriyetçi’ Taleban, ‘Şeriatçı’ Taleban ile aynı zihni temele sahip olduğunu gösterdi. ‘Şeriatçı’ Taleban, kızları-kadınları başlarını kapamaya zorladı, zorluyor; ‘Cumhuriyetçi’ Taleban ise kızları-kadınları başlarını açmaya zorluyor.

l

Laiklik, ruhban egemenliğinin yıkılması demektir. Bunun da yolu öncelikle kızların-kadınların kendi dar-doğal çevrelerinden çıkıp toplumsal yaşama katılmalarının önündeki zihniyetin aşılmasıdır.

Başı kapalı kızların toplumsal yaşama her düzeyde katılımı, onların ve Türkiye’nin özgürleşmesinin anahtarı olacaktır.

29 Haziran 2007 12:19