Orhan Yalçın Gültekin
Gerçi ne söylediğiniz üzerinden tartışılacaksınız, söyledikleriniz tarihsel bir belge olarak yaşananlarda derkenar olarak yer alacak.
Ne ki aslolan söyledikleriniz değil, söylemediklerinizdir, çünkü söylediklerinizle daha çok insanla biraraya gelebilirsiniz ama biraraya geldiklerinizle aranızdaki farklılıkları vurgulamıyorsanız o an hâkim olana boyun eğmiş duruma düşersiniz.
Bir kısım öğretim üyesinin “Üniversitede Özgürlük” bildirisi de ne söylediğinden çok ne söylemediğiyle tartışılmalı.
Bildiride şöyle deniliyor:
“Öğretim üyeleri olarak, bizler, kılık kıyafet konusunda yıllardır uygulanan politikaları ve son günlerde yapılan tartışmaları yakından ve kaygıyla izliyoruz. Üniversitelerin düşünce, ifade, din ve inanç özgürlükleri ile eğitim ve öğretim gibi en temel insan hakları karşısında yasakçı değil, özgürlükçü bir tavır alması gereken kurumlar olduğunu düşünüyoruz.
Üniversitelerimizin çağdaş uygar toplumlara yaraşır biçimde özgürlüklerle ve bilim üretimiyle anılmasını istiyoruz. İstisnasız her demokratik ülkede olduğu gibi, üniversitelerimizde de kılık kıyafet serbestliğinin hiçbir din, inanç, düşünce, ırk, grup ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın bütün öğrencilere tanınması gerektiğine inanıyor, aksi yöndeki tüm düzenleme ve uygulamalara bir an önce son verilmesini talep ediyoruz.”
Her ne kadar metinde “son günlerde yapılan tartışmaları yakından ve kaygıyla iz”lemekten bahsedilse de, bu haliyle metin “güncel”den çok “genel” bir ilkenin tekrarından öteye gidemiyor. Böyle olunca da güncel tartışmalarda “kılık kıyafet” konusu da dahil can alıcı konular üzerine bir şal örtüş haline geliyor.
“Güncel” olanın anlamı, genel bir tartışmaya dayanarak ama ona abanıp başka bazı şeylere yönelinmesidir. İmzacıların AKP ve MHP eğilimli kanadının bu yönelimi bilmemeleri olasılık dışı. Diğerleri için aynı şeyi söylemeye ise bizim insafımız el vermiyor.
“Güncel”, AKP ve MHP’nin birleşerek “türban” sorununa kendi meşreplerince bir çözüm geliştirip dayatmalarıdır.
Bu meşrep, hiç de demokratik, hiç de lâik olmayan bir meşreptir. Bu meşrebin uygulanmasından da iyi bir şey çıkacağı bir hüsn-ü kuruntudan ibarettir.
Öğretim üyelerinin “Üniversitede Özgürlük Bildirisi” genel ve vazgeçilemez bir ilkeyi tekrarlamakta ama o genel ve vazgeçilmez ilkeyi boşlukta bırakarak MHP-AKP ittifakı üzerinden Türk-İslâm sentezinin kaldıracı haline getirmektedir.
AKP ve MHP iki yanlıştır. İki yanlıştan bir doğru çıkmıyor.
(Daha başlangıçta “türban”ın nasıl bağlanması durumunda serbest olabileceğinin tartışmaya açılması bile bu garabetin bir göstergesidir. Bir “üniforma”ya karşı yeni bir “üniforma”!)
05 Şubat 2008 14:19