Ergin Günçe
(12 Şubat 1938 – 16 Ocak 1983)
Şair, yazar.
Giresun’da doğdu (nüfus kağıdında doğum yeri Edirne olarak yazmaktadır). İstanbul Erkek Lisesini ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Londra’da London School of Economics’te master, Paris’te Sorbonne’da doktora yaptı. 12 Mart döneminde ODTÜ İdari İlimler Fakültesinden uzaklaştırıldı. 1974-1978 yılları arasında Fransa ve Almanya’da yaşadı ve çalıştı. 1979 yılında ODTÜ’ye geri döndü. Çeşitli dergilerde yayımlanan şiirlerini “Gencölmek” ve “Türkiye Kadar Bir Çiçek” adlı kitaplarında topladı. 16 Ocak 1983’de Esenboğa’daki bir uçak kazasında öldü.
Günçe, 1953 yılında şiir yazmaya başlamış ve şiirlerini ‘Yeni A’, ‘Dost’, ‘Papirus’, ‘Değişim’ gibi dergilerde yayımlamıştı. ‘Sosyal Adalet’ ve ‘Ant’dergilerinde ise sosyal içerikli siyasi yazıları yer aldı.
Kitap halindeki eserleri
- Gencölmek (Şiirleri 1964)
- Büyümenin Ekonomi Politiği (Paul A. Baran’dan çeviri, 1974)
- Türkiye Kadar Bir Çiçek (Bütün şiirleri,1986)
Ergin Günçe hakkında kim ne demişti?
Adnan Özyalçıner
Ergin Günce, çok yazan bir şair değildi, Şiir birikimi çok olan bir şairdi. Ara verse de şiirin kuyruğunu bırakmazdı. Gerçeküstü imgelere dayalı, aşırı duygusallıkları akılla dengeleyebilen bir matematiğe sahiptir onun şiiri. Bu şiirlerde çocuksu, hatta çocukça bir anlam ve gerçeklikler yatar. Ölüm ve çocuk onun şiirinin belkemiğidir. Ölümle dirim yanyanadır.
Uğur Mumcu
Matematikle şiirin, ekonomi ile edebiyatın kesiştiği bir nokta varsa eğer, Günçe işte o noktaydı. Ve bu noktaya, edebiyat dünyasındaki kır çiçeklerini devşire devşire gelmişti.
Sezai Karakoç
Kırık bir Verlaine var bu çocukta.
Cemal Süreyya
‘Genç Ölmek’teki şiirlerle daha sonra tek tek dergilerde yayımlananlar arasında şöyle bir ayrım var: Genç ölmek’tekiler ‘İkinci Yeni’ döneminin ortak çizgilerini de tartışıyor. Çocukluk-ölüm duygusu temaları yanyana, hatta içiçe. Ruh temizliğinin kitabıdır ‘Genç Ölmek’. Düşünce orada naifleşiyor, Homur haline geliyor. Daha sonra dergilerde tek tek yayımlanmış şiirlerde ise düşünce ağır basmakta. Siyasal bir tavır var. Ergin Günçe, bunları hayatı değiştirme duygusundan dünyayı değiştirme aşamasına geçmiştir. Ancak bir savaşçı gibi değil de, bütün hesaplarını vermiş eski bir uygarlık gibi konuşmaktadır.