Anayasalar, ülkelere ve milletlere istikamet çizen hukuki metinlerdir.

Anayasalar, birer yazılı metin olmakla kalmayıp, ülkenin bugünüyle ve geleceğiyle; emeğiyle, ekmeğiyle, hukuk sistemiyle, istikrarı, uluslar arası görünümü, itibarı ve en önemlisi de demokratik standartlarıyla doğrudan ilgili metinlerdir.

Türkiye, anti demokratik müdahalelerden demokrasi doğmayacağını yakın tarihimizde ağır bedeller ödemek suretiyle tecrübe etti. Aynı şekilde, müdahale ürünü olan Anayasaların da Türkiye’yi geleceğe taşıyamayacağı yaşanarak görüldü.

Bugün varolan birçok ekonomik, siyasal, hukuki ve sosyal sorunun temelinde demokratik, kapsayıcı ve kuşatıcı bir Anayasa’ya sahip olunmaması yatıyor. Anayasa, ülkenin hedeflerini destekleyen, ülkenin ufku ile örtüşen, ülkenin vizyonuna uygun düşen bir yapıda olmalıdır. Anayasa, ülkenin atılım yapmasına, zenginleşmesine, bölgesel ve küresel güç olmasına katkı sağlamalıdır.

1982 Anayasası, içerdiği antidemokratik unsurlar ve çağın ihtiyaçlarını karşılamayan bakış açısıyla Türkiye’nin istikrar ve güven zeminindeki kararlı yürüyüşünü motive etmediği; milli birliği, kardeşliği ve vatandaşlık şuurunu yeterince pekiştirici bir rol üstlenmediği, bireysel hak ve özgürlükleri modern standartlara eriştirecek bir bakış açısı ihtiva etmediği gerçekçesiyle toplumun farklı kesimlerince eleştirilmektedir.

Bölgesinde ve dünyada güçlü, itibarlı bir ülke olmayı, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı, kronik sorunları çözerek geleceğe daha emin adımlarla ilerlemeyi, en önemlisi de, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü egemen kılmayı hedeflemiş bir Türkiye’ye bu Anayasa dar geliyor.

Bu Anayasa’nın değişmesi gerektiği, demokratik bir yapıya kavuşturulması, anti demokratik unsurlarından arındırılması gerekliliği toplumun önemli bir kesimi tarafından kabul görüyor. 22 Temmuz seçimlerinde biz aziz milletimizin huzuruna, Anayasa’yı değiştirmenin ve daha demokratik bir yapıya kavuşturmanın önemine vurgu yapan bir anlayışla çıktık. Aziz milletimiz, 22 Temmuz’da bizim bu mesajımıza destek verdi, emaneti bize tevdi ederek Türkiye’nin ihtiyacı olan değişimi gerçekleştirmemizi bizden istedi.

Biz halkımızdan aldığımız yetkiye dayanarak, halkımızın ihtiyaç, beklenti ve taleplerini gözeterek, büyüyen ve gelişen Türkiye’nin demokratik bir Anayasa ihtiyacının her şeyin üzerinde tutarak bu değişim sürecini başlattık.

Statükocu zihniyetin, değişime direnen, değişim ve gelişim sürecinin önünü kesmeye çalışan tavırlarına boyun eğemedik.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de gerçekleşen Anayasa değişikliği görüşmelerindeki zaman zaman sergilenen kırıcı, çirkin ve nezaketsiz üsluba karşılık biz sabırla ve nezaketle hareket ettik. Diğer siyasi partiler, kendi milletvekillerinin hür iradesi ve vicdanı üzerine ipotek koyarken, biz, milletvekillerimiz üzerinde hiçbir baskı ve yönlendirmeyi kabul etmedik. Onlar kendi aralarında değişime karşı statüko ittifakı sergilerken, biz bir kez daha milletimizle ittifak yaptık, bir kez daha milletimize yöneldik.

AK PARTİ grubu, Anayasa Değişikliği sürecinde kader birliği yaparak, siyasi tarihimizde birbirine bu kadar kenetlenen, kardeşliği bu denli yücelten, birlik ve beraberliğin bu ölçüde pekiştiren ilk siyasi parti grubu oldu adını tarihe yazdırdı.

AK PARTİ grubu ve AK PARTİ milletvekilleri, üzerine düşen tarihi vazifeyi hakkıyla yerine getirdiler ve üzerindeki emaneti hakkıyla taşıdılar.

Şimdi artık söz asıl sahibinde. Şimdi artık yetki gerçek sahibinde. Şimdi mühür aziz milletimizde… Aziz Milletimiz son sözü söyleyecek, son kararı verecek…

Anayasa değişikliği sürecinde, bir bilgi kirlenmesi oluşturmak, zihinleri bulandırmak, gerçekleri çarpıtmak için iftira ve karalama odaklı bir kampanya yürütüldü.

Referandum sürecinde de aynı şekilde halkımızın yanlış ve yanıltıcı iddia ve ithamlarla yönlendirilmesini önlemek, değerli halkımıza doğruları en yalın ve en doğru şekilde ulaştırmak için elinizdeki kitapçığı hazırladık.

Bu kitapçık, inanıyorum ki, Anayasa değişikliği hususunda tüm sorulara tatmin edici karşılıklar üretecek, bir kısım soru işaretlerini ve tereddütleri ortadan kaldıracaktır. Dahası, bu kitapçıkta yer alan gerçekler, asılsız iddia ve ithamları da en baştan geçersiz kılacaktır.

12 Eylül’ün 30’uncu yıldönümünde, 30 yıl aradan sonra yine bir 12 Eylül gününde inanıyorum ki halkımız 1982 Anayasası üzerindeki en kapsamlı ve en demokratik değişimi gerçekleştirecek, Türkiye için yeni bir çağın kapılarını aralayacaktır.

Biz aziz milletimize her zaman güvendik. Milletimizin engin ferasetine, dirayetine her zaman itimat ettik.

Halkımızın en güzel kararı vereceğine yürekten inanıyor; Anayasa Değişikliği referandumunun ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri sevgiyle selamlıyorum.

R. Tayyip Erdoğan
Başbakan, AK PARTİ Genel Başkanı

* Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “Evet demek için 40 neden” başlıklı kitapçığını okumak/indirmek için tıklayınız.