Sevgim Denizaltı
Konu türbana gelince yine ‘özgürlükçü’ kesilen Başbakan, kadın ile erkeğin eşit olmadığını, yaratılışta ikisinin farklı olduğunu söyledi. Kadın yerine de ‘bayan’ ifadesini kullandı
Türbanı çözelim
AKP 16. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, dün Başbakan Erdoğan başkanlığında Ankara Kızılcahamam’da başladı. Açılışta konuşan Erdoğan “Ana muhalefet eğer samimiyseniz, dürüstseniz hemen talimatınızı verin. MHP diyor ki biz de varız. BDP de katılırız diyor. Hep beraber bu işi halledelim. Ben bugün şu an talimatı verdim. Sizden de bekliyorum” dedi. Resepsiyon krizine de değinen Başbakan, “CHP Başkan vekili resepsiyona katılmayacağını açıkladı. Başkan da daha zaman var dedi. Hani özgürlükten yanaydınız. Hani değişecektiniz. Ne oldu?” diye sordu.
Türbanı savunmayan kadınlara kızdı
İsrail ve AB gibi konulara da değinen Erdoğan, konuşması boyunca sıklıkla türban sorununa geri döndü. Kadın örgütlerinin türbanı yeterince savunmadığından yakınan Erdoğan, kadınla erkeğin eşit olmadığı iddiasını da tekrarladı:
“Bazı bayanlar ekranlarda kadın erkek eşitliği diyorlar. Bu eşitlik haklar konusunda eyvallah. Ama diğeri yaradılışa ters. Siz önce kadınlar arasındaki eşitliği halledin. Siz daha bunu çözemediniz. Hani adalet? Bu düzelecek. Kadınlar arasındaki eşitliği savunmayanlar nasıl adaletten bahsedebilir.”
AKP 16. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında Ankara Kızılcahamam’da dün başladı. Başbakan Erdoğan, toplantının açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasını büyük bölümünü türban konusuna ayıran Erdoğan, “Sadece Cumhur’a ait olan hiçbir yer Cumhur’a yasaklanamaz” dedi. ‘Bu kamusal alan ne nereden çıktı’ diyen Erdoğan, CHP’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’dan beklediği, türbanın üniversitelerden sonra kamusal alanda da serbest bırakılmasını istemeyecekleri yönündeki açıklamasına da cevap niteliğinde oldu.
Cumhuriyet’in sahibi değiller
CHP, BDP ve MHP’ye türban sorununu çözmek için bir komisyonda bir araya gelme çağrısı yapan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da tutarsız olmakla suçladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’nde vereceği Cumhuriyet resepsiyonuna eşi ile birlikte katılacağını açıklamasının ardından CHP yöneticilerinin gösterdiği tepkiyi eleştiren Başbakan Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:
“Cumhuriyet hepimiz için gurur tablosudur. Bugün Cumhuriyet’i yönetim olarak uygulayan birçok ülke var ama Türkiye farklı bir anlayış sergiliyor. Bizim Cumhuriyetimiz kardeşlik üzerine inşa edilmiştir. Cumhuriyetimiz halkı bütün renkleriyle kucaklar. Bu Cumhuriyet birilerinin değil, 73 milyon aziz milletimizin Cumhuriyet’idir. Bu Cumhuriyet hepimizin Cumhuriyetidir. Yani millettir. Sadece Cumhur’a ait olan hiçbir yer Cumhur’a yasaklanamaz bunu böyle bilelim. Biz Cumhur’u istediğimiz yere sokarız, istemediğimiz yere sokmayız diye birşey yok. Bunu anlamalılar. Böyle bir yaklaşım insanlığa aykırıdır. Sanal düşmanlar üreterek, cumhuru Cumhuriyet’e karşı göstererek Cumhuriyet güçlenemez. Kendisini Cumhuriyet’in asil ve tek sahibi olarak görenler Cumhuriyete en büyük zararı verdiler.
Sabah ayrı akşam ayrı…
Başkanları sabah ayrı konuşuyor, akşam başka konuşuyor. Eskisi öyleydi, yenisi öyle değildir dedik o da öyle çıktı. Başkan vekili resepsiyona “Katılmayacağım” diyor, başkan diyor ki “Günü gelsin konuşuruz” diyor. Bu nasıl çelişki… İşte şimdi bu devran değişiyor. Türkiye prangalarından kurtuluyor. Bazı açık kızlar üniversiteye giremeyecek diyorlar, hayat tarzlarına müdahale diyorlar. Açık kızlar dışlanacak diyorlar. Cumhuriyet, laiklik tehdit altında diyorlar. Eşitliğin olmadığı yerde laiklikten söz edilemez. Laiklik inancından dolayı başını örten için bir güvencedir. Bunu başka yerlere çekmeyin. Hukuk yasalara göre düzenlenemez. Yasa hukuka göre, haklara göre düzenlenir. Asıl olan hak ve hukuktur.
Kadınlar eşitliği savunmuyor!
Bazı bayanlar ekranlarda kadın erkek eşitliği diyorlar. Bu eşitlik haklar konusunda eyvallah. Ama diğeri yaradılışa ters. Siz önce kadınlar arasındaki eşitliği halledin. Kadınlar arasındaki eşitliği savunmayanlar nasıl adaletten bahsedebilir. Başı örtülü olmayan hangi özgürlüklere sahipse benim ülkemde, başı örtülü olan da ona sahip olmalı.
Ana muhalefet eğer samimiyseniz, dürüstseniz hemen talimatınız verin. MHP diyor ki biz de varız. BDP de katılırız diyor. Hep beraber bu işi halledelim. Ben bugün şu an talimatı verdim. Sizden de bekliyorum. CHP Grup Başkan Vekili resepsiyona katılmayacağını açıkladı. Başkan da daha zaman var dedi. Hani özgürlükten yanaydınız. Ne oldu? Başbakanlığımın 1. yılına kadar Çankaya Köşkü’ne başörtülüler çıkabiliyordu. Sonra birden kamusal alan ortaya çıktı. Kamusal alan kavramı nereden çıktı?
“Sözleri İslam’ın en ataerkil yorumu”
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Bazı bayanlar ekranlarda kadın erkek eşitliği diyorlar. Bu eşitlik haklar konusunda eyvallah. Ama diğeri yaradılışa ters. Siz önce kadınlar arasındaki eşitliği halledin” şeklindeki sözlerine kadın örgütlerinden tepki geldi:
Av. Hülya Gülbahar (KA-DER):
Sayın Başbakan’ın, kendisi gibi düşünmeyen kadın örgütleri de dahil sivil toplum örgütlerine bulduğu her fırsatta “çıkışmasını” demokratik toplum açısından son derece tehlikeli bir gidişat olarak değerlendiriyorum. Haklarda eşitlik ama toplumdaki işlevleri açısından farklılık iddiası, kadınları çocuk, yaşlı, hasta, engelli bakımı nedeniyle evlere kapatma politikasının bir propaganda aracıdır. Sayın Başbakan’ın derhal yaradılış farklılıkları diyerek kadınlar için hangi politikaları öngördüğünü tek tek açıklaması gerekir. Örneğin çocuk bakımı sadece kadınların yapabileceği ve kadınların yapması gereken bir iş midir? Erkekler çocuk bakamaz mı? Yemek yapamaz mı? Kirli çamaşırlarını yıkayamaz mı? Ya da tersten soralım, kadınlar siyaset yapamaz mı? İş, sanat, spor alanlarında erkekler kadar başarılı olamaz mı? Başbakan’ın bu sorulara yanıt vermesi gerekir. Sayın Başbakan’ın bulduğu her fırsatta Türkiye kadın hareketini ve kadınları ‘kadın-erkek eşitliğini istismar ediyorlar’ diye suçlayıp karalamaya çalışması, dünya kadın hareketinin ve demokratik kamuoyunun tepkisini çekmektedir.
Pınar İlkkaracan (Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Başkanı):
Türkiye’de feminizm yalnızca kadın-erkek arasında eşitlik için mücadele vermiyor, aynı zamanda kadınlar arasında da eşitlik mücadelesi veriyor. Bunun sanıyorum dünyada başka bir örneği de yok. Kadın hareketi, üniversitelerde başörtü sorununu ilk dile getiren kesim olmuş, bu yasağın kadınların eğitim hakkına aykırı olduğunu savunmuştur. Bunu başörtülü kadınlar da kamuoyu da çok iyi bilmektedir. Başbakan gazeteleri açıp bakarsa bunu rahatlıkla görür.
Başbakan Dolmabahçe toplantısından sonra ikinci kere kadın ve erkeğin eşit olmadığını iddia ediyor. Daha önce de ‘kadın ve erkek eşit olamaz, ancak aralarında fırsat eşitliği olabilir’ demişti. Dolmabahçe’de sürçü lisan ettiğini ummuştuk, ama bu sözlerini tekrarladı. “Kadın ve erkeğin doğası farklıdır” söylemi 60’larda, 70’lerde kaldı. Bu söylem, kadınlarla erkekleri eşit saymamak için üretilmiş eski bir mitostur. Bilim de bunun böyle olmadığını ispatlamıştır. Ben İslam üzerine çalışıyorum. 18 Müslüman ülkede çalışma yürütüyorum. Şunu söyleyebilirim: İslam kadın erkek eşitliğine aykırı değildir. Başbakan’ın söylediği İslam’ın son derece ataerkil bir yorumudur. Başbakan’ın bu sözleri BM ve AB dahil tüm uluslararası sözleşmelere, dünyada egemen olan anlayışa ve bilime aykırıdır.
Kaynak: Birgün, 17 Ekim 2010