Ulaş Başar Gezgin

Vietnam-Amerikan Savaşı’nın iki tarafı da konuyla ilgili birçok roman yazıp film çekti. Bunlarda sanatsallıktan çok belgeselcilik ağır basıyordu. Savaşın bitiminden (1975) 34 yıl sonra, bu savaş anlatılarının sayısı yok denecek kadar azaldı. Yine de, son yıllarda bir günce kitabı dikkat çekiyor: Deli dolu bir genç kız olan Doktor Dang Thuy Tram’ın ‘Dün Gece Barışı Düşledim’ başlığıyla yayınlanan güncesi, 24 yaşındayken gönüllü doktor olarak katıldığı kurtuluş savaşında, 1968-1970 arasını kapsıyor. 1970’de Doktor, ABD askerleri tarafından öldürülür; güncesi, direnişçilerden kalan tüm ‘gereksiz’ belge ve eşyalarla birlikte yakılacakken, bir ABD askeri, çevirmeninin önerisiyle günceyi saklar.

Günce, 35 yıl sonra ortaya çıkıp içten anlatımı ve doktorun ağlatılı sonu nedeniyle çok satar oldu. 2005’te Vietnam’da yayınlanan kitap, 1.5 yıl içinde 450 bin sattı. Doktor Dang’ın öyküsü, aynı zamanda devrimci bir Feride öyküsü. Doktor, babanın cerrah, annenin üniversite hocası olduğu köklü bir soyaktan gelmektedir; başkentte kalıp mesleğinde ilerleyebilecekken, kurtuluş savaşına katılır; dağ başlarında, yeraltı sığınaklarında, bombalar altında doktorluk yapar. Lise yıllarından beri aşık olduğu Bay M de direnişe katılmıştır (aynı yerde değillerdir); fakat günce boyunca, Bay M’nin O’nu, O’nun Bay M’yi sevdiği kadar sevmediğini düşünen Doktor’un aşkı söner. Doktor’un yüreği iki aşkı birden taşıyamaz belki de. O, ölüm döşeğindeki savaşçıların son günlerinde aşık oldukları kadındır artık; her bir ölümde bir parça eksilir ondan.

Güncenin ilk sayfalarında Doktor, Vietnam Komünist Partisi üyesi yapılmadığı için üzüntülüdür, ‘burjuva’ kökenli olduğu için kendisine güvenilmez. Doktor, bunun nedeninin, kendisini kıskanmaları olduğunu düşünür, üzülür. Hatta, kendi çıkarlarını güden (Amerikan bombaları altında hangi bireysel çıkarları kastettiği açık değildir) parti kadrolarının işgalci düşmandan daha tehlikeli olduğunu yazar. Daha sonraki günlerde Partiye kabul edilir. Günceleri, kendisinin parti üyeliğini bireysel bir başarı olarak gördüğü gibi bir hava vermekte. Dolayısıyla, Partinin eleştirisi haklı sayılabilir.

Che ve Marcos günceleriyle karşılaştırma yapılmaksızın bile denilebilir ki, Doktor’un günceleri, oldukça kişisel; bir kent kökenlinin iç çelişkilerini yansıtıyor; güncelerin büyük bölümü, Doktor’un ailesine ve kentteki yaşamına olan özlemine ilişkin. Hatta Doktor’un kendisi de, “Düşüncelerim devrimci olsa da, duygularım burjuva” diyor. Günceler, “Herkes beni sevmeli” gibi çocuksu bir bencillikle dolu; ancak, devrimci bir doktorun tanıklığını sunması ve onun insan yanının anlatılması açısından değerliler. Doktor, Orta Vietnam’daki çarpışmaların birebir tanığı. Güncelerde, ‘Ve Çeliğe Su Verildi’ romanına ve Sefiller’e yapılan göndermeler de, metinleri bireycilikten uzaklaştırıyor. Ayrıca, güncelerde, aşağıdaki türden birçok bölüm var:

4 Ağustos 1968
“Küçük güncemi kanlı sayfalarla doldurmayı sürdürmeli miyim? (…) Yurttaşlarımızın son yirmi yıldır döktüğü tüm kanı ve kemikleri, teri ve gözyaşını tümüyle kaydedelim. Ve bu ölümcül savaşımın son günlerinde her bir feda, sayılmaya ve anımsanmaya daha da değer. Neden? Çünkü uzun yıllar savaştık ve bedel ödedik; umut, parlak bir ışık gibi parladı yolun sonunda; bugün hedefimize yakınken düşüyor nicelerimiz.” (s.41)

Doktor, 22 Haziran 1970’de öldürülüyor. Yanında, bu günce ve Vietnamlı bir subayın (Bay M) resmi ve ona yazdığı şiirler bulunuyor. Bugün Doktor’un mezarı, ziyaretçi akınına uğruyor ve adına hastane açılmış durumda. Ama yaşasaydı, ülkesiyle ilgili pek olumlu düşünceleri olmayacaktı:

“Saygon’da attığı her adım, dumur etmiş onu. Adını, Hitler’e karşı devlet başkanı adayı olan, sonra Hitler tarafından hapse atılıp öldürülen Almanya KP başkanı Ernst Thalmann’dan alan okulun hemen orada, neon ışıklarıyla bir yanıp bir sönen ‘Perfect America’ [mükemmel Amerika] yazısını görünce, neredeyse bayılacakmış. (…)

Doktor, sokaklarda birçok boyacı çocuk, bisikletçi, dilenci görmüş. Ama bunları, 5 yıldızlı otellerin yanında görerek daha da şaşırmış. Saygon’un neonlu kapitalizmine öfkelenerek bir sinemaya girmiş. Sinemada ‘Elveda Lenin’ adlı bir film oynuyormuş. Herkes filme gülerken, koca salonda bir tek o ağlamış. Demek, sosyalizm, çoktan dağılmıştı. Demek, kızıl bayrakların hâlâ dalgalandığı ülke, Vietnam, ruhunu çoktan teslim etmişti.” (…) (Gezgin, 2011)

Öyküde dirilen Doktor, Irak’taki direnişe katılır ve orada bir kez daha ölür:

“Tüm haber ajanslarında bir numaralı haber olarak verilen, Irak’ın ünlü Vietnamlı doktorunun ölüm haberi üzerine ise, Vietnam’da, Saygon dilencileri ve sokak çocukları dışında hiç kimse, bu öldürülen doktorun, Vietnam-Amerikan Savaşı günceleri yok satan/ çok satan Doktor Dang Thuy Tram’ın ta kendisi olduğuna inanmadı.” (Gezgin, 2011)

Iraklı doktorların günceleri 35 yıl sonra mı ortaya çıkacak?

İlgilisine Kaynak:

Kaynak: Evrensel, 23 Ocak 2011