T.C.
İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Gazetecilik Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi
21’ici Yüzyılın Ütopyası: Çokkültürlülük
Barış İçinde Birarada Yaşama Yollarına Pratik ve Kuramsal Bir Bakış
Erdinç Ergenç
2501990278
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Suat Gezgin
İstanbul 2002
ÖZ
Bu tez, ülke ve dünya boyutlarında çokkültürlülük olgusunu inceleyerek bilimden reel politikaya uzanan bir çerçevede disiplinlerarası ve çok disiplinli bir anlayışla birarada yaşamanın yollarına ilişkin temel bilgileri derleme ve bunları diyalektik doğrultuda değerlendirme amacını ve yöntemini izledi.
Çokkültürlü bir anlayış için temel olarak; bireysel yani mikro düzeyde karşılıklı öğrenme ve aktif saygı, makro düzeyde ise tanınma, dış koruma ile eğitim politikalarının gözden geçirilmesi, eşitsizlikleri giderici politikalar (katılım, yönetim ve ekonomi) gibi toplum ve devletin çokkültürlü yeniden yapılanması gerektiği sonucuna varıldı.
Özel alanda her türlü düşüncenin özgürce üretim, ifade ve örgütlenmesine izin verirken, kamusal alanda ise demokratik ve laik model yaklaşımının çokkültürlülüğün gelişmesi için uygun olduğu ortaya çıkarıldı.
Ayrıca ulusal çapta çokkültürlülüğün küresel çapta olandan bağımsız olmadığı ve ilişki içinde olduğu görüşü kabul edildi.
ABSTRACT
This thesis researches the multiculturalism issue from scientific perspective to reel politics, in order to gather and dialectically analyse the fundamental bases of “living in together with peace” through interdisciplinary and multidisciplinary point of view.
In this research mutual learning and active respect in personal or micro level; however outer protection, revision of education system and policies to balance the inequalities (participation, administration and economy) are put forward to reorganise the society and the state in respect of multiculturalist idea.
In private field freedom of expression and organisation; in public field, fundamental democracy and secularism are seen essentials of multiculturalism.
ÖNSÖZ
When we lose the right to be different
We lose the privelege to be free
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Çingene, Rum, Keldani, Süryani, Ermeni, Hıristiyan, Musevi, Müslüman, Zerdüşt, Alevi, Şafi, Yezidi, kadın, erkek, eşcinsel, siyah, beyaz, işçi, memur, solcu, sağcı…
Hangi kimlik tek başına bir anlam taşıyor. Günümüzde bu kimliklerden hangisi tek başına bir insanı tanımlamaya yetiyor. Ya da hangisi tek başına bir grubu tanımlamak için yeterli olabilir. Artık kimlikler geçmişin tekil ifadelerinden ve boyutlarından kurtulmuş durumda.
“Soru belli: Biz kimiz? Ama cevaplar muhtelif, üstelik hepsi de “doğru” olduğu iddiasında. Her düzeyde kimliklerin kuşatması altındayız. Milli/etnik kimlikler, dinsel kimlikler, cinsel kimlikler, siyasal-kurumsal kimlikler, sınıfsal kimlikler… hepsi de bizi kendilerine çağırıyor: Türklüğe, İslama, Avrupa’ya, proleteryaya, girişimciliğe, bireyliğe, erkekliğe, kadınlığa, yurttaşlığa, insanlığa vs. çağrılıyoruz. Hatta bazıları çağırmıyor bile, çoktan dayatılmış oluyor. Doğru kimlik hangisi? Kim bu ‘biz’? Sahi ‘onlar’ ‘ötekiler’ kim?”
Bu denli farklı kimliklerin kuşatmasında yaşayan insan, bunlardan bazılarını sahiplenirken diğerlerini dışlamaktadır. Giderek artan sayıda farklı kimlikler, bunların sahipleri arasında gerilime yol açmaktadır. Üstelik bu kimliklerin bazılarının egemen ve baskın hale gelirken, bazılarının eşitsiz hatta mağdur duruma gelmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Çokkültürlülük bir kimlik siyaseti olmanın ötesinde bu kimliklerin arasındaki hegemonya mücadelesinin yerini iletişime ve eşitler arası ilişkiye bırakmasının yollarını arar.
Geçmişin tekil kimliklerinden sıyrılmak, geçmişin sorunlarından sıyrılmak anlamına gelmeyebilir. Çokkimliklilik tarihin akışının getirdiği bir özellik olsa da bu kimliklerin geçmişte yaşadığı sorunların çözüldüğü anlamına gelmiyor. Sahip olduğumuz kimliklerin beraberinde getirdiği sorunlar hala canlı ve çözülmemiş durumda. Yeni kimlikler de beraberinde yeni sorunlar getirmiş durumda. Bu sorunlara çözüm arayan çokkültürlülük, bu tezin barış içinde birarada nasıl yaşanacağı sorusunun aradığı cevabı oluşturur.
Çokkültürlülük konusu Türkiye’de dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ihmal edilmiştir. Liberal söylemin meşrulaştırmaya çabaladığı iyi niyetli ihmal kavramı ise bu ilgisizliği haklı çıkarmaya yetmez. Türkiye’nin yani Anadolu’nun tarihi farklı medeniyetlerin oluşturduğu bir mozaiktir yani çokkültürlüdür. Fakat bu konuya vurgu yapan yerli bilimsel kaynak inanılmaz ölçüde kısırdır.
Buna karşın Türkçe’ye çevrilen yabancı kaynaklar bu açığı kapatırken, güncel tartışmalara ışık tutmaktadır. Dilimize aktarılan kitaplar ve internet aracılığıyla çokkültürlülüğün bugünkü gündemine ve pratik uygulamalarının artı ve eksilerine ulaşmak mümkündür.
Bu konuda tez hazırlamam için beni yüreklendiren sevgili hocam Suat Gezgin başta olmak üzere, Yüksek Lisans eğitimi boyunca derslerini takip etmekten büyük zevk aldığım Edibe Sözen, Nurdoğan Rigel ve Gül Batuş’a teşekkürü bir borç bilirim.
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZ-ABSTRACT
ÖNSÖZ
İÇİNDEKİLER
1.1. YÖNTEM SORUNU
1.1.1 BİLİMSEL ELEŞTİRİDEN YANA
1.1.2. DİL SORUNU
1.1.3. GÖRECİLİK
1.1.4. NESNELCİLİK
1.1.5. DOĞRULANAMAZCILIK
1.2.1. ÖZNELERARASI ELEŞTİRELLİK
1.3.1. DERRİDACI YAPISÖKÜM
1.3.2. GADAMERCİ YORUMBİLGİSİ
1.2. ÇOKKÜLTÜRLÜ BİLİM FELSEFESİ İÇİN 12 TEZ
2.1. BENLİK: KENDİMİZ OLMAK İÇİN BAŞKALARINA MUHTAÇ MIYIZ?
2.2 KİMLİK
2.3 ÖTEKİ KİMDİR
2.4 FARKLILIĞA SAYGI
3. BÖLÜM
BİRLİKTE YAŞAYABİLİR MİYİZ?
3.1. BİRLİKTE YAŞIYOR MUYUZ
3.2. BİRLİKTE YAŞAMANIN YOLU: LAİKLİK MODELİ
3.3. TANIMA-TANINMA
3.4. NASIL BİR TANINMA POLİTİKASI
3.5. ŞEREFTEN HAYSİYETE GEÇİŞ VE MODERN KİMLİĞİN ORTAYA ÇIKIŞI
3.6. EŞİT TANINMA – EŞİT VATANDAŞLIK İLKESİ
3.7. ONARIMSAL EYLEM
3.8. MODERN KİMLİK KAVRAMININ GELİŞMESİ VE FARKLILIKLAR POLİTİKASININ ORTAYA ÇIKIŞI
3.9. EŞİT SAYGI POLİTİKASININ AÇMAZI
4. BÖLÜM
ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK POLİTİKASI
4.1. ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK
4.1.1 ÇOĞULCULUK VE ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK
4.2. KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM
4.3. ÇAĞDAŞ HUKUK AÇISINDAN ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK
4.4. ALKIŞLAMAK HİÇBİR ZAMAN YETMEZ
5.1. AZINLIKLARIN VE ETNİK GRUPLARIN ÇAĞDAŞ HAKLARI
5.1.1 TERSİNE AYRIMCILIK
5.1.2. FEDERALİZM
5.2. DIŞ KORUMA-İÇ KISITLAMA İKİLEMİ
5.3. TÜRLERİN KORUNMASI MI, EŞİT HAKLARLA BİRLİKTE YAŞAMA MI?
5.4. TOPLU AMAÇLAR BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLERE TEHDİT Mİ?
5.5. ULUS-DEVLETTEN MODERN DEVLETE GEÇİŞ
5.6. ÜNİTER DEVLETTE ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK İMKANSIZ MI?
5.7. ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN YENİ MİLİTANI MARCOS
6. BÖLÜM
ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN İDEOLOJİK BOYUTLARI
6.1. POLİTİKADA KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK
6.2. EŞİTLİKÇİ ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK
6.3. ÇOKKÜLTÜRLÜLÜĞÜN LİBERAL, RADİKAL VE SOL YORUMLARI
7.1. ÇOKKÜLTÜRLÜLÜĞÜN KÖR NOKTASI: BALKANİZASYON
7.2. ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
7.3. HEGEMONYA VE HEGEMONYA KARŞITI MÜCADELE
7.4. ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK ORYANTALİST BİR SÖYLEM MİDİR?
7.5. RENK KÖRLÜĞÜ ALDATMACASI
7.6. ÇOKKÜLTÜRLÜLÜKTEN VAZGEÇMEK
7.7. ÇOKKÜLTÜRLÜLÜĞÜN BUGÜNKÜ BOYUTU
8. BÖLÜM
ÇOKKÜLTÜRLÜ PRATİKLERE BAKIŞ
8.1. ÇOKKÜLTÜRLÜ BİR MODEL OLARAK KANADA ÖRNEĞİ
8.1.1. KANADA’YA AÇILAN PARANTEZ: MANITOBA
8.2. ABD
8.2.1. ABD’DE ÇOKKÜLTÜRLÜĞÜN GELİŞİMİNDE DÖNÜM NOKTASI: BROWN DAVASI VE “RENK KÖRÜ YASALAR”
8.3. İSVİÇRE’DE ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK
9. BÖLÜM
TÜRKİYE ‘DE ÇOKKÜLTÜRLÜLÜK
9.1. TÜRKİYE’DE AZINLIKLAR SORUNU
9.2. NÜFUS SAYIMLARI VE AZINLIKLAR
9.3. MOZAİK’TEN MERMERE
9.4. SÜRYANİLER
10.1. BARBARLARI BEKLERKEN
10.2. ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN YENİ MİLADI 11 EYLÜL
10.3. MEDENİYETLER Mİ YOKSA BARBARLIKLAR ÇATIŞMASI MI
Eline sağlık Erdinç Abi. Tezini arkadaşlarımla paylaştım.
Sevgiler,
ulas
BeğenBeğen