Hale Özgür Kıyıcı

12 Mart’ta bizleri asanlarla, havan topları ile paramparça edenlerle, zindanlarda zulmedenlerle ittifak ederek hala oy bekliyor CHP, fakat yanılıyor. Bu zulümleri yaşatanları kimse unutmayacak, kimse affetmeyecek. Oy isterken bu acıları yaşatanlarla birlikte çıktığı yol, dilerim kapalı olsun CHP’nin.

PSOE’nin (İspanya Sosyalist İşçi Partisi) kont-gerilla örgütlenmesini ve kendi yolunu açmak adına yaşanan acıları görmezden gelmesi, biliyoruz ki seçimleri kaybetmesine neden olan en önemli etkenlerden biriydi.

Geçtiğimiz günlerde CHP’nin derin devlet ile ilişki ağını örenleri aday gösterdiğini gördük. Ancak bu bile CHP’nin içinde devrimci gelenekten geldiğini iddia edenlere ders olmuşa benzemiyor.

12 Mart darbesinin ardında Deniz, Hüseyin, Yusuf‘un idamı TBMM’ye geldiğinde “3’e 3” diye haykıran Demirel ve çevresini ne çabuk unuttunuz. Bu eli kanlılarla ittifak yapıp, CHP de kendini “solcu” olarak tanımlayanları hepimiz biliyoruz.

Yıllarca CHP’ye oy vermiş bir alevi köyünde, köy kahvesinde oturmuş çay içerken tanık olduklarımı, o insanların isyanlarını görmeniz gerek. Köyün kadınlarının “ellerim kırılsın oy verirsem” çığlıklarını sanırım Kılıçdaroğlu hiç duymuyor. 12 Eylül’ün tüm zulmünden herkes gibi nasibini almış olan bu köy yana yakıla bağımsız bir aday arıyor. Bulundukları Ege Bölgesi’nde ise doğru düzgün bağımsız aday yok…

“AKP’ye oy vermemenin karşılığı CHP’ye oy vermektir” diyen bir dayatmanın hiçbir zaman etkisi içinde olmadık ve olmayacağız. CHP’nin devrimci oylar diye tanımlanan oyları ipotek altına alma çabası boşuna. Rejimi koruma adına sağ partilerde görev almışları, korucuları ve Ergenekon sanıklarını liste başına taşımasının elbette bir bedeli olacak.

AKP’ye ne kadar uzaksam CHP’ye de uzaklığım aynı mesafede. Bağımsız adaylar ise ince elenip sıkı dokunmalı. Bağımsız adayların sosyalist kimliği ise tartışmaya açık. 12 Eylül yasalarının gölgesinde seçilecekler ses ölçümlerinde dikkatli olsunlar. Zira ses çıkarmadan saklanmayı ve canlı ele geçmeyi becerenler bu işi çok güzel kotarabilirler.

CHP’nin solunda bir muhalefet olmadığını hepimiz biliyoruz. Gerçek bir solun yokluğu CHP’yi bu hale getirmedi mi? “Pozitif milliyetçiliği” savunan CHP’nin diğer milliyetçi partilerden ne farkı var?

İnsan haklarının, kadın haklarının, faili meçhul cinayetlerin, anti-militarizmin içini boşaltarak tekeline alan AKP‘nin elinden kurtarmak bu yanlış ittifaklarla mümkün mü?

Padişahın kapıkulu misali dağıtılan rütbelerle gelen adaylıklar… Rekabetin varlığını yok ederek hazırlanan listelere sosyal demokrat liste demek tam bir aymazlık. CHP’li seçmen, babadan oğula, babadan kıza geçen yetkilerle siyaset yaptığını zanneden bir zihniyete oy verecek midir sahiden? “Hiçbir şeye aklı ermeyen cahil halk”diye tanımlanan bu seçmen dilerim herkese haddini bildirir.

Adında “halk” bulunan, fakat beyzadelerden halka bir türlü sıranın gelmediği CHP ve onun değişime direnen adayları ile nereye kadar gideceğini öğreneceğiz. Darbeleri savunan bir partinin 13 Haziran günü katırdan düşüp düşmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Meraklısına: Can Dündar :: Taylan Özgür’ü kim vurdu?