Orhan Yalçın Gültekin

“Tam Bağımsız Türkiye” neden bir solcunun sloganı olamasın ki? Bugün bile geçerli bir slogan.

Belki de şimdiki solun en büyük günahı, 68’in “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” sloganını rafa kaldırmış olmasındadır.

Emperyalizm var olduğu sürece, başka bazı özellikleriyle birlikte dünyanın merkez ve çevre ülkeler olarak ikiye bölünmüşlüğü veri olarak kaldıkça, çevre ülkeler için “tam bağımsızlık” kaçınılmaz ve kaçınılmaması gereken, üzerinden atlanamayacak bir hedef olarak varlığını sürdürecektir.

Önemli olan bu hedefin nasıl ele alınacağı, bu hedefe nasıl yürüneceğidir.

Tam bağımsızlık, işçi sınıfıyla birlikte kent ve kır küçük burjuvazisinin de talebidir, talebi olmak zorundadır.

İşçi sınıfı ve onun siyasi akımları olma iddiasında olanlar, bu talebi yok saydıkça, kent ve kır küçük burjuvazisi bu talebi şövenist bir çizgide dile getiren ve/ama emperyalizmle her türlü kirli ilişkiyi de sütre gerisinde sürdüren akımların peşinden gitmeyi sürdürecektir.

Olguları ve olgular temelinde yükselen talepleri göz ardı edemezsiniz.

O taleplerle yüzleşir ve sizin asıl taleplerinize ulaşmanızda bu taleplere vereceğiniz yanıtların etkilerini ölçer biçer kendinizi konumlandırırsınız.

“Tam bağımsızlık” kavramını Mustafa Kemal’in kullanmış olması ve belki de çoğu Marksist ve/veya Marksizm referanslı kişi ve çevreden daha açık seçik biçimde ifade etmiş olması, Mustafa Kemal’i bütün kötülüklerin müsebbibi görmeniz durumunda bile bu kavram ve içeriğini çöpe atmanızı gerektirmez.

“İstiklâl-i tam denildiği zaman tabii siyasî, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve her hususta tam istiklâl, tam serbestlik denilmektedir… Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklâlden mahrumiyet, millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün istiklâlinden mahrumiyeti demektir!”

(Mustafa Kemal, Mayıs 1919)

Şimdi Türkiye’de sol adına siyaset yapıp da tam bağımsızlık kavramına itiraz edenlerin böyle bir ülkenin neresine niye itiraz ettiklerini öğrenmek isterim.

Küyerel Google Group, 28 Nisan 2011