Akdağ Saydut
Bak şimdi şuraya, taştan bir adam kondurmuşlar,
Adam düşünüyor ama derdini bunlar almışlar.
Yani şimdi şu düşünen herif,
Dizini-dirseğini kırmış, öööyle düşünüyor..
İyi, güzel, tamam da, ne düşünüyor, bilen var mı?
Yani şimdi onun, öyle kara-kara düşünmesi için
Ortada, görünürde bir sebep var mı?
Yaa, bu herif hiçbir maça gitmiyor,
Takım filan tutmuyor, loto-ganyan oynamıyor.
Sonra bu herif, tele-voleleri, dizileri takip etmiyor,
Kira derdi, vergi derdi, askere gitme derdi yok.
Onu, gözetleme evinde kimse gözetlemiyor.
İçkiyi ağzına koymamış, sıgaraya hiç alışmamış,
Hayatında bir tek hatunla bile aganigi olmamış.
Bence bu herifin bir bok düşündüğü yok.
Bu herif bizimle resmen kafa buluyor…
Yusuf Hayaloğlu
Gözleri İntihar Mavisi
Sayfa: 132
«
Köksal Çiftçi Rodin’in Düşünen Adam’ı ile Yusuf Hayaloğlu’nun şiirini gönderince, yontu düşünmese bile ben düşündüm. Ne de olsa Rodin’e inanıp heykelin bir şeyler düşündüğü önermesini hiç sorgulamamıştım. Yusuf Hayaloğlu Anadolu insanına özgü kuşkuculukla heykeli sorguluyordu. Bu heykel “düşünüyormuş gibi yapıp, bir şey düşünmüyor”…
Ama işin daha da derin bir ironisi var…
Ali Ulvi Ağabey’in hiç eskimeyen çizgileri ile karşımıza çıkıyor. Hem de ne ironi…
Ali Ulvi ikilemi ne güzel anlatmış.
Rodin haklı ve heykel düşünüyorsa, her ne düşünüyorsa, bu düşünceden birileri rahatsız oluyor…
Yok, heykel Yusuf Hayaloğlu’nun şiirinde ki gibi “…bu herifin bir bok düşündüğü yok/Bu herif bizimle resmen kafa buluyor…” ise;
yine de birileri heykelin “düşünen duruşu” nedeniyle rahatsız oluyor.
İşte bütün sorun burada…
Bir insan bir kez düşünmeye başladı mı, düşünen adam izlenimi vermeye başladı mı birilerini rahatsız etmeye de başlıyor!
Kaynak: Mizah ve Çizgi, 18 Nisan 2009