Orhan Yalçın Gültekin
Hani anlamadığımız bir konu olduğunda “Konuya Fransız kaldım” ya da “Anladıysam Arap olayım” deriz ya…
İngilizler de aynı anlama gelmek üzere “That’s Greek to me” ya da “It’s (all) Greek to me” deyimlerini kullanırlar.
Yunanistan’daki son genel seçim ve ardından yapılan referandum karşısında bazı arkadaşların söylemlerine baktığımda, olan bitenin tamamının “Greek to them” olduğu sonucuna vardım.
Arkadaşlar, olan biten “başka bir dünya mümkün”ün ifadesi nasıl olabilir?
Yeni Yunan Hükümeti, kapitalist bir toplumda her ikisi de kapitalist çözümler olan “borcun kemer sıkma ile ödenmesi” ile “borcun kemer sıkmadan ödenmesi” arasında ikincisini tercih etmiş ve referandum aracılığıyla pazarlık masasında elini güçlendirmeyi hedeflemiştir.
Bu referandumla Yunanistan seçmeni kime ait olduğu aslında belli olan borçları kabullenmiş ve ödemeyi üstlenmiş ama çoğunluğu bu ödemeyi kemer sıkmadan yapmayı tercih ettiğini belirtmiştir.
Sisteme dönük genel bir eleştiri şu an ufukta görünmemektedir.
Sistemin mevcut örgütlenme biçimlerinden biri olan Avro Bölgesine dönük eleştiriler bile “istemem yan cebime koy”a dönmüş durumdadır…
“Başka bir dünya”dan gerçekte ne anlıyoruz?