Orhan Yalçın Gültekin
Daha önce önemsememiş ve farketmemişim…
Herkes babalarıyla fotoğraflarını paylaşmaya başlayınca farkettim; babamla tek bir fotoğrafımız bile yok, kızkardeşimin de… Annemin bile bir ya da iki tane var; sanırım biri nikâhlık, diğeri de gelinlik-damatlıklarla.
Benim babam iyi bir baba değildi… Anamı da, kızkardeşimi de, beni de döverdi…
İlkokul 5. sınıfa yeni başlamış bir çocuğun, annesini kolundan tutup “hâlâ mı dayak yiyorsun” diyerek kapının dışına çıkarttıktan sonra o baba hakkında iyi şeyler söylemesi zor oluyor.
İyi ki yokmuş birlikte fotoğrafımız. Olsaydı bile bugünlere kalmazdı.
Babalarıyla güzel anıları olanlara selâm…
***
Sağolasın Diyarbakır…
***
Babamın ölüm haberini aldığımda ben de bir babaydım..
***
Anjel Dikme dostum ne güzel anlatmış:
‘Varken’ ‘Yokluğunu’ yaşamak bir babanın; içinizde hep yaraları kanayan bir çocuk bırakır yaşamların izdüşümlerine…
Çocuk hıçkırıkları duyulur derinden derine ruhlarının…
Avutulmak, teselli edilmek, onaylanmak, gurur duyulmak, sevilmek isterler doyumsuz…
Kim severse sevsin, o olup da olmayan babanın yerini alamayacaktır bu sevgili, dost, arkadaş, kardeş, ana…