Orhan Yalçın Gültekin
1. Metinlerde varolan din (Tevrat-Zebur-İncil-Kuran) ile yaşayan “din”i ayırmak gerekiyor. Biri doğru, diğeri yanlıştır anlamında değil; bilimsel namusluluk adına “saf din” ile “siyasal-toplumsal din” arasındaki farkları ortaya koyup öyle değerlendirme yapabilmek için. İslâm dini açısından evliya türbelerine gidip bir şey istemek şirk koşmaktır, yani en büyük günahtır, denilir. [İncil’de de yalnız Tanrı’dan isteyin, deniliyor.] Oysa ki sözkonusu dinden olan insanların küçümsenmeyecek bir bölümü bu tür “günahlar”ı din adına işliyorlar.
2. Bilim ile yaşayan “bilim”i ayırmak gerekiyor. Ateşli hastalıkların tedavisinde eskiden terleme amaçlı olarak battaniye filan örtülürdü üste, şimdi ise soğuk tedavisi uygulanıyor; her ikisi de bilimsel olma savlıydı. Mutlak, herkes tarafından kabul edilen bir bilim yoktur. “Benim bilimim seninkini döver”; yani herkesin bilimi algılayışı, kullanışı birbirinden farklıdır. Bilimi, “en gerçek yolgösterici” olmaktan çıkartıp bir “bilim dini”ne dönüştürmekten kaçınmak gerekiyor.
3. Tartışma ile hakareti ayırmak gerekiyor. Yanlış bilmiyorsam “eşşek” ya da “eşek” demek hakaret vasfı taşıyor da “merkep” deyince hakaretten sayılmıyormuş. Eşşek yerine merkep denilsin demiyorum. Tartışma ile hakaret arasındaki farkın “tahammül” olduğunu düşünüyorum. Sanıyorum karşısındakini dönüştürme savı olmaksızın dönüştürebilecekmiş-kazanabilecekmiş gibi konuşmak-tartışmak doğru bir yaklaşım olabilir. Bunun için biraz incelik, biraz rahatsız etmemeye özen yeterli olabilir. Sizin gibi olmayanların da sizin gibi olabileceğini; sizin de sizin gibi olmayanlardan biri durumuna gelebileceğinizi düşünün. Bu dönüşümün olumlu ya da olumsuz kabul edilmesi bir şey değiştirmez.
4. Akıl dışı demek ile geri zekâlıca demek arasındaki farkı bilmek gerekiyor. (Akıl: düşünme, anlama ve kavrama gücü, us; hafıza, bellek; öğüt, salık verilen yol; düşünce, kanı… Zekâ: insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset.) Birisi için akıl dışı olan, diğeri için aklî olabilir. Her düşünce, inanç vb kanıtlanmaya muhtaçtır.
5. İçeriğini doldurmadan kullanılan her kavram, kavram kargaşası yaratıp, rahatsızlık uyandırır; hiç bir amaca da hizmet etmez.
6. “Sizin gibiler” vb genellemeler yerine, tek tek bireylerin yazıp çizdikleri üzerinde yürümek daha doğru olabilir. Belli bir konuda birleşebileceğiniz insan sayısı artabilir.
7. “Senin dinin sana; benim dinim bana” denilmiş; genişletip “herkesin düşüncesi kendine” demek gerekiyor. Bu kuşkusuz herkes kendi gettosunda otursun kalsın anlamına gelmiyor.
8. Kendi itikadına göre kabul edilemez başka itikatlara uyan insanlara “geri zekalı” vb. denilmesine itiraz etmeyenler, başkalarının kendisine, itikadı yüzünden “geri zekalı” demesine itiraz edemez.
9. Yüz çiçek açsın, yüz düşünce yarışsın.
13 Aralık 2002, 12:46:16