Orhan Yalçın Gültekin
Gerek Darüşşafakalılar Listesi’ne yazdığım yazılardan gerek özel söyleşilerden, ülkü (mefkure, vizyon…) olarak Darüşşafaka’ya kurumlar manzumesi olarak Darüşşafaka’dan daha çok önem verdiğim yeterince açık biçimde görülebilir. Benim için Darüşşafaka, öncelikle bir ülkü ve ülküyle bağlantılı görevdir.
Bugünkü koşullarda bu ülküyü “düşüncesi özgür, vicdanı özgür, irfanı özgür kuşaklar yaratmak” olarak tanımlıyor ve bu ülküye bağlı görevi de “eğitimle/eğitimde yoksullara fırsat eşitliği sağlamak” olarak belirliyorum. Bu ülkü ve göreve uygun edim de bütün yurdu kaplayacak ve daha sonra da kendini küresel düzeyde yaygınlaştıracak bir şefkat yuvaları zinciridir. Healing touch of humanity knows no religion, no nationality…
Benim için Darüşşafaka, yoksulluk varolduğu sürece varolacaktır, hangi adla olursa olsun! What’s in a name? That which we call a rose/by any other name would smell as sweet. (Ad dediğin nedir ki? Başka adla da anılsa gül dediğimiz şey güzel kokar.)
Yine herkesin bilebileceği gibi 1997’den bu yana, çalışmalarımın odak noktası, düşündüğüm ve yapmak istediğimin tersine, kurumlar manzumesi olarak Darüşşafaka olmuştur. Ne çelişki!
Şimdi konumumu açık bir biçimde tanımlıyorum. Bundan böyle, kurumlar manzumesi olarak Darüşşafaka için yapabileceğim iyi şeyleri savsaklamadan ülkü olarak Darüşşafaka için yapabileceğim iyi şeylere ağırlık vereceğim.
En büyük beklentim, zaman içinde kurumlar manzumesi olarak Darüşşafaka’nın ülkü olarak Darüşşafaka’nın taşıyıcısı durumuna gelmesi… O eski günlerdeki gibi.
Naçiz çabalarım, hem ülkü hem kurumlar manzumesi olarak Darüşşafaka’ya katkı sağlarsa büyük bir mutluluk duyacağım.
Darüşşafakalılar Listesi, 09 Şubat 2005 00:36