Orhan Yalçın Gültekin

Kumsala vuran yüz binlerce deniz yıldızını tek tek denize atmaya çalışan yaşlı adama sormuşlar: “Böyle birer birer atarak kurtarman neyi farkettirir ki, nasıl olsa hepsini kurtaramazsın.”

Yaşlı adam yere eğilip tuttuğu deniz yıldızını denize fırlatmış ve bilgece bir bakışla “Onun için farketti” demiş.

Rğer her şeyi değiştirecek güce erişene kadar bekleyip tekil olaylara tepki göstermezsek, her şeyi değiştirecek güce erişemeyiz düşüncesindeyim.

Kişisel olarak Rojin bağlamında tv8’e tepki mesajımı gönderirken, bu kişisel tepkimin ya da kişisel tepkilerin aritmetik toplamının, hatta bu kişisel tepkilerin sinerjisinin tv8’in yayın anlayışında bir değişiklik yapılmasıyla sonuçlanacağı beklentisinde olmadım.

Kişisel tepki gösterdim, çünkü bu tepkiyi göstermeseydim rahat uyuyamazdım.

Çoğu durumda tepkisiz kalıyoruz, doğrudur. Muhtemelen tepkimize gelecek karşı-tepkiyi göğüsleyememe endişesinden yapıyoruz bunu.

Çoğu durumda tepkimizi Ezop’un lanetli diliyle aktarıyoruz, yüreğimizde buruklukla…

Belki büyük büyük konularda büyük büyük tepkiler gösteremiyoruz; siniyoruz, saklanıyoruz. O büyük büyük sorunların görüngüleriyle uğraşmak daha kolay görünebiliyor; biraz olsun tepkimizi dile getirebildiğimiz için moral buluyoruz. Kendimizi ayakta tutmanın direnç/dayanak noktaları oluyor bu küçük küçük tepkiler.

Tek tek bireyler olarak, zayıflıklarımız ve korkularımızın bilinciyle, cürmümüz kadar yer yakabiliyoruz. Birikip, çoğalıp, aritmetik toplam ve/veya sinerjiyle ufak ufak değişiklikler yapıyoruz. Benzer sorunlara benzer tepkiler veren insanlarla tanışıyoruz; seviniyor ve moral buluyoruz. yalnız olmadığımızın farkına varıyoruz.

Daha ötesi mi?

Vallahi adım Hıdır, elimden gelen budur…

Değiştiremeyeceğim şeylerin ağırlığının değiştirebileceğim şeyleri değiştirmeye çalışmaktan, tepki gösteremediğim şeylerin tepki gösterebileceğim şeylere tepki göstermekten alıkoymamasına uğraşıyorum.

Diyarbakır egroup, 31 Mart 2007 18:28