Orhan Yalçın Gültekin

Bir zamanlar bir kuram vardı, ‘Üç Dünya Teorisi’ deniliyordu. Bu kurama göre dünya üçe ayrılıyordu.

Birinci dünya, ABD ve SSCB’den oluşuyordu. Bu kuramı savunanların her ikisini de emperyalist gördüklerinden söz etmeme gerek var mı?

İkinci dünya, şimdinin Avrupa Birliği merkez ülkeleri ile Japonya’dan oluşuyordu. Kuramın savunucularının bu ülkeleri de emperyalist gördüklerini hemen eklemeliyim.

Üçüncü dünya ise, dünyanın geri kalan ülkelerinden, Üçüncü Dünya ülkeleri ve/veya geribıraktırılmış ülkelerden oluşuyordu, kurama göre.

Çin Komünist Partisi tarafından üretilmiş bu kuramın stratejisi ise şuydu: ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri birleşirler (ittifak kurarlar) ve birinci dünya ülkelerine karşı savaşım verirler.

Kuramda bir ‘ileri adım’ daha atıldı ve birinci dünya ülkeleri arasında ‘yükselen emperyalist güç’ ve ‘gerileyen emperyalist güç’ ayrımı yapıldı ve kuramın stratejisinde de şöyle bir ‘geliştirme’ yapıldı: okun sivri ucu ‘yükselen’ emperyalist güce (yani SSCB) yöneltilecek; ABD, saflara çekilecek; olmazsa tarafsızlaştırılacaktı.

‘Üç Dünya Teorisi’ni savunanlar, örneğin şöyle tartışıyorlardı: SSCB, Türkiye’ye saldırdığında ABD işbirlikçileriyle cephe kurup SSCB’ye karşı direnmek caiz midir?

Örneğin bu ‘3DT’yi savunanlar, Fransa ile İran İslam Cumhuriyeti arasında gerilim başladığında ve kimileri Fransa, kimileri İran’ın yanında yer aldığında, ‘aman, müttefik olması gereken iki ülke arasındaki çelişkileri yumuşatalım; bu, yarasa yarasa Sovyet sosyal emperyalizmine yarar’.

Bu kuramı kabul edenler şöyle bir slogan atıyorlardı: “Devletler/ülkeler bağımsızlık, milletler özgürlük, halklar devrim istiyor.”

Beş puanlık uzman sorusu: bu kuramın en büyük savunucusu Türkiye’de hangi gruptu?

Sonra ‘farkedildi’ ki, memleketin istikrar içinde bulunması, SSCB’ye direniş için elzemdir. Ve yine farkedildi ki, bu kuramı kabul etmeyip de ‘ille de devrim’ diyenler bu istikrarı bozuyorlar.

Hemen ‘Milli Mutabakat Hükümeti’ için çağrılar yapıldı ve ‘ille de devrim’ diyenler, ayrım gözetmeksizin ‘sahte sol’ olarak yaftalandı, ‘yuvalandıkları yer’ler, kahvelerin masalarına varana kadar deşifre edildi..

Peki ama ‘Milli Mutabakat Hükümeti’ kimlerden oluşacaktı? MHP ve ‘Sahte Sol’ dışında kalan bütün partiler… yani CHP, AP, MSP ve sözkonusu parti… CHP ve AP’yi biliyor olabilirsiniz. MSP’ye ise dikkat! MSP, yani Milli Selamet Partisi, şimdiki AKP’nin öncülü olan ‘milli görüşçü’ partidir ki gelenek içinde Milli Nizam Partisi’nden sonraki 2. partidir.

Bu bölümün beş puanlık bonusunu sağlayacak soru ise şu: Kendisini böyle konumlandıran parti, hangi partiydi?

Liderini sorsam ayıp mı ederim?

22 Nisan 2007 17:48