Orhan Yalçın Gültekin
“Yeni sol argümanlar”ın beni en çok ‘irite’ edeni ölçüsüz CHP karşıtlığı sonucunda CHP’nin DP nokta-i nazarından eleştirilmesidir.
Bu “yeni sol argüman” yeni değildir ama yeniden piyasaya sürülmüştür.
DP geleneğinin ve bu geleneğe oturma çabasındaki AKP’nin “demokrat” olduğu savı Menderes-Bayar ağzıdır. DP kurulduğunda CHP ile aralarındaki fark sorulduğunda, Bayar “demokrattır”, Menderes “belki iki parmak daha soldur” demişti.
DP döneminin nasıl bir demokrasi olduğunu tarih kitaplarından okumak yararlı olacaktır. DP’nin sözümona liberalizmden nasıl otoritarizme kaydığını ve o dönemin beyaz terör dönemi olarak adlandırıldığını unutmamak gerekiyor.
Yine aynı geleneğin sürdürücüsü AP’nin demokratlığından da dem vurulabilir. Değil mi ki Demirel “yollar yürümekle aşınmaz” demiştir, daha nasıl tanımlanabilirdi ki?
Yine de AKP’ye haksızlık etmemek gerekir. Henüz “bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz” ya da “hiç tetik çekenle tesbih çeken bir olabilir mi?” deme noktasına gelmemiştir ama mazur görmek gerekiyor; kendini sisteme ve kamuoyuna kabul ettirme sürecinde henüz.
Ancak görmek gerekiyor: Yargıtay’ın T.C. yurttaşı azınlıkları yabancı olarak tanımlayan kararlarına AKP cephesinden hiç bir tepki gelmemiştir. Ama söylem düzeyinde öylesine bir cazibe merkezi olabilmişlerdir ki Ethem Mahçupyan, Ermeni cemaatinin AKP’yi yeğlediğini söyleyebilmiştir.
Türbanlı öğrencilerin yüksek öğrenimlerini türbanlarıyla sürdürmelerini “aman gerginlik çıkarmayalım” diyerek rölantiye alırken, sözkonusu AKP kurmayları olunca Çankaya’ya çıkma konusunda “dindar cumhurbaşkanı” vurgusu ile türbana gönderme yaparak bu konuda gerginlik çıkarmaktan kaçınmazken pek bir demokrattılar.
Bütün bir cumhurbaşkanlığı sürecinde cumhurbaşkanı adayının kararını 3 kişinin pazarlığına bağlarken de olağanüstü bir demokratik tavır sergilemişlerdir.
Nokta dergisinin ortaya çıkardığı malzemeyi kullanıp da Nokta dergisine yapılan operasyona ses çıkarmazken de demokrattılar.
Hrant Dink cinayetinde, katil zanlısı O.S.’nin emniyette çekilen posteriyle ilgili tavır alışlarında da herkese muhteşem bir demokratlık dersi vermişlerdir.
301. madde konusunda topu taca atarken de başarılı bir demokratlık sınavı geçirmişlerdir. (Bknz. “TCK Madde: 301“)
Geçen akşam televizyonlardan birinde eski içişleri bakanı “Bizim dönemimizde işkence ve faili meçhul yoktur” derken, DTP kökenli bağımsız milletvekili Sırrı Sakık hatta olduğundan karşı çıkmış, en az 100’ün üzerinde faili mechul olduğunu söylemişti. Birisi yalan söylüyordu; hangisi acaba?
AKP’nin bir kısım “demokrat” açısından kabul edilir bulunmasına sebep olan konu ise AB konusundaki yaklaşımıdır.
Kuşkusuz AB “demokrasisi” bizim ülkemizdeki sisteme göre ileridir ve AB sürecinden kazanımlarımız olduğundan kuşkum yok. Kayıplarımızdan biri hayalciliktir ve bizi neyin beklemekte olduğunu bilmek gerekmektedir. “Demokratlar”ımız da AKP de AB konusunda yanılgı (?!) içindedirler. (Bknz. “Avrupa Topluluğu Üzerine“.) Yalnızca çok-dillilik bağlamında AB ülkelerinin nerelere savrulduğuna bakmak gerekmektedir. (bknz. “Avrupa’da Ötekilere Anadil Yasak“)
AKP’nin seçim sürecindeki “ip-yağlı urgan”/”biz asmadık diye eleştiriyorsunuz – meraklıydınız da siz niye asmadınız?” tartışması da ilginçti.
Bu liste uzatılabilir.
AKP kurmayları (bu aynı zamanda varolan parti yapıları sebebiyle AKP demektir) kendine müslüman ve kendine demokrattır.
27 Temmuz 2007 21:52