“Kızıl Afiş” (“L’affiche Rouge” – “Red Poster”), işbirlikçi Vichy hükümeti ve Alman işgal kuvvetleri tarafından “Manuşyan Grubu” olarak bilinen bir Fransız direniş grubunu gözden düşürmek amacıyla hazırlanmış ve 1944 baharında dağıtımı yapılan çok ünlü bir propaganda afişidir. “Kızıl Afiş” terimi, aynı zamanda bu olayı çevreleyen koşulları anlatmak için de kullanılmaktadır.

Arkaplan

1943 Kasımının ortalarında, Fransız polisi, Fransız direniş hareketi içinde yer alan Fransa Komünist Partisi’ne bağlı Francs-Tireurs et Partisans de la Main D’oeuvre Immigrée (FTP-MOI) üyesi 23 kişiyi tutukladı. Grup, komutanı Misak Manuşyan’dan dolayı “Manuşyan Grubu” olarak anılıyordu. Grup, Paris bölgesindeki Mart-Kasım 1943 arasında gerçekleşen bütün silahlı direniş eylemlerinden sorumlu olan 100 civarında savaşçıdan oluşan bir ağın parçasıydı.

Üyelerinin tamamı, sekiz Leh (Polonyalı), beş İtalyan, üç Macar, iki Ermeni, bir İspanyol, bir Romen ve üç Fransız’dı. Bunların on biri Yahudi’ydi.

Üç ay süren işkenceli sorguların ardından bir Alman askeri mahkemesinde yargılandılar. Yetkililer, Direniş’i gözden düşürme amacıyla Fransız sanat dünyasının ünlülerini duruşmaları izlemeye davet ettiler ve medyayı da mümkün olan en geniş biçimde davayı yansıtma konusunda cesaretlendirdiler.

Manuşyan Grubu üyeleri, Celestino Alfonso, Joseph Boczov (Boczor József; Wolff Ferenc), Georges Cloarec, Roger Rouxel, Robert Witchitz, Rino Della Negra, Spartaco Fontano, Césare Luccarini, Antoine Salvadori, Amédéo Usséglio, Thomas Elek (Elek Tamás), Emeric Glasz (Békés (Glass) Imre), Maurice fingercwajg, Jonas Geduldig, Léon Goldberg, Szlama Grzywacz, Stanislas Kubacki, Marcel Rayman, Willy Szapiro, Wolf Wajsbrot, Arpen Lavitian, Missak Manouchian (Misak Manuşyan), 21 Şubat 1944’te Mont-Valérien’de kurşuna dizildi. Gruba ulak olarak hizmet eden tek kadın üye, Olga Bancic, Fransa’da kadınların idam edilmesi yasak olduğundan Stuttgart’a götürüldü ve 10 Mayıs 1944’te başı vurularak idam edildi.

Faşist güçler, 1944 baharında idamlara karşı olası tepkileri bertaraf etmek ve Manuşyan Grubu’nu gözden düşürmek amacıyla bir dezenformasyon kampanyası başlattılar. Kampanyanın ana unsuru, kırmızı zemini sebebiyle sonradan “Kızıl Afiş” (“L’affiche Rouge” – “Red Poster”) olarak tanınacak bir “afiş”ti. Afiş, yaklaşık 15,000 adet basılıp dağıtıldı. Afişlerle birlikte el ilanları da dağıtıldı ve direniş’in yabancılar, yahudiler, işsizler ve suçlular tarafından yönetildiği savlandı; kampanya, Direniş’i “Fransız yaşamı ve Fransa’nın egemenliğine karşı yabancıların komplosu” olarak niteledi.

Afişte şunlar yazıyordu:

Kurtarıcılar?

Kurtarılmak!
Suç ordusu tarafından…

İşte kanıt

Eğer Fransızlar yağma, sabotaj hırsızlık ve cinayet suçlarını işliyorsa… onlara komuta edenler daima yabancılardır. Bu işleri yapanlar işsiz ve profesyonel suçlulardır. Onlara ilham verenler hala yahudilerdir. Bu, Fransa’ya karşı “suç ordusu”dur. Eşkıyalık, yaralanmış vatanseverliğin ifadesi değildir; Fransız yaşamı ve Fransa’nın egemenliğine karşı yabancıların komplodur.”

Her ne kadar afiş, “Manuşyan Grubu”nu “terörist” olarak betimlemeye çalıştıysa da, görünen oydu ki, kampanya, ters tepmiş ve genel kamuoyu tarafından özgürlük savaşçısı olarak kabul edilen insanların başarılarının tanıtımına yok açmıştı. Destekçiler, afişlere “Fransa için öldüler” diye yazmaya ve afişlerin altına çiçek bırakmaya başladılar.

Manuşyan Grubu’nun anısına

Louis Aragon, 1955’te, Manuşyan Grubu anısına “L’affiche Rouge” / “The Red Poster” / “Kızıl Afiş” adında bir şiir yazdı. Şiir, 1956’da Le Roman Inachevé’de yayınlandı. 1959’da Léo Ferré, Aragon’un şiiri besteleyip söyledi. Rouben Melik ve Paul Éluard da Manuşyan Grubu onuruna şiirler yazdılar.