Zafer Arapkirli

Haberlerde izlemiş/okumuşsunuzdur: İngiltere’de BBC’nin bir programına konuk olarak katılan Başbakan David Cameron’ın, program sunucusu Andrew Marr tarafından “süremiz doldu, burada kesmeniz gerek…” (shut up) diyerek susturulması, “Gazeteci Başbakanı azarladı” diye aktarılıyor.

Oralarda uzun süre yaşadığım, olayda adı geçen iki kişiyi de mesleki kapasitem dahilinde (Evet, Başbakan Cameron da bir süre gazeteciydi) yakından tanıdığım ve İngiliz TV dilini ve davranış biçimini naçizane biraz iyi bildiğim için, haberi başka bir açıdan izah etmek gereğini duyuyorum. (Buna, -yani benim şimdi yapacağıma- İngilizce’de “to put it into context” derler.)

Birincisi; olay hiç bir şekide “azarlama” filan değil.. Andrew Marr’ın tamamen mesleki rahatlık ve Cameron’ı da şahsen çok iyi tanıdığı, muhtemelen yıllardır bizzat iyi arkadaş olmalarından kaynaklanan bir hukukla, samimi bir ifade ile “we have to shut up” yani “burada sesimizi kesmemiz lazım” anlamında durdurmasıdır.

Başbakan Cameron, çok iyi eğitimli, yayıncılığı iyi bilen ve geçmişte siyasi gazetecilik kapasitesi ile sayısız TV programlarında konuk ve konuşmacı-tartışmacı olmuş birisidir ve bu işlerin “raconunu” çok iyi bilir.. Asla ve asla “azarlanmış” hissetmediğini de görüntülerdeki halinden anlayabilirsiniz.

Andrew Marr, benim de şahsen tanıdığım müthiş başarılı bir gazeteci olup, uzunca bir süre BBC’nin Siyasi Haberler Müdürlüğü (Political Editor) görevinde bulunmuştur.. Çok uzun bir süredir de Pazar sabahları BBC’de bu programı yapmaktadır; sayısız defalar Başbakanlar ve diğer siyasi liderleri ağırlamıştır. En ufak bir saygısızlığı ya da çiğliği aklından bile geçirmeyecek ve yapamayacak kadar tecrübeli bir gazeteci-yayıncıdır. Adamı şahsen de tanıyorum. Olağanüstü kibar bir kişidir.

İngiltere’de siyasetçi-gazeteci ilişkilerinde, bizim buralarda alışkın olmadığımız bir “rahatlık içinde saygı” çerçevesi söz konusudur. Basın toplantılarında hayretle tanık olmuşumdur. Mesela pek çok tecrübeli gazeteci zaman zaman başbakana veya başka bir parti liderine “David, Tony, John” filan gibi (evet birinci isimleri ile – eski arkadaşlıklarından kalma) rahat hitaplarla seslenir.. Kimse de bir alınganlık göstermez…

Ama soru sorarken de, ne eğilip bükülür, ne de ıkınır sıkılır. Zaten bizdeki gibi “çanak soru, yalakalık, salya sümük al gülüm ver gülüm gazeteciliği“ne kalkışmak, TV’de filan intihar anlamına gelir ki, kimse kendini o kadar rezil etmez.

Özetlersek:

Bize çok değişik ve “inanılmaz” gibi gelse de, Cameron-Marr olayı, hiç bir şekilde bir “azarlama-tersleme-had bildirme” değil, İngiliz siyasetçi-gazeteci ilişkilerini bilenler için son derece doğal bir “sözü acilen kesip programı bitirme” olayıdır ki, bence büyütülecek bir şey değildir.

Kaynak: Facebook, 12 Mayıs 2014