Tevfik Fikret

Bir kudret-i külliye var ulvi ve münezzeh,
Kudsi ve muallâ, ona vicdanla inandım.

Toprak vatanım; nev’-i beşer milletim…
İnsan olur ancak bunu iz’anla, inandım.

Şeytan da biziz cin de, ne şeytan ne melek var;
Dünyâ dönecek cennete insanla, inandım.

Fıtratta tekâmül ezelidir; bu kemâle
Tevrât ile, incil ile, kur’an’la inandım.

Ebnâ-yı beşer birbirinin kardeşi… hülyâ!
Olsun, ben o hülyâya da bin canla inandım.

İnsan eti yenmez; bu teselliye içimden
-Bir an için ecdâdımı nisyanla – inandım.

Kan şiddeti, şiddet kanı besler; bu muâdât
Kan âteşidir, sönmeyecek kanla, inandım.

Elbet şu mezar ömrünü bir haşr-i ziyâhıyz
Tâkip edecektir, buna iymanla, inandım.

Aklın, o büyük sâhirin icâzı önünde
Bâtıl geçecek yerlere hüsranla, inandım.

Zulmet sönecek, parlıyacak hakk-ı drahşân
Birdenbire bir tâbiş-i bürkânla, inandım.

Kollar ve boyunlar çözülüp bağlanacak hep
Yumruklar o zencir-i hurûşanla, inandım.

Bir gün yapacak fen şu siyah toprağı altın,
Her şey olacak kudret-i irfanla inandım.