Yusuf Aslan sorgusunda
İddianameyi ben dikkatle okudum, 42 sayfadan müteşekkildir. Ancak, başından itibaren T.C.K. nun 146 ncı maddesinden bahis yoktur; 16, 17 sayfası siyasi partilerin çekişmeleri ve faaliyetleri ile ilgililer ve tahliller yüzeydedir. Anayasayı cebren tadil, tağyir ve ortadan kaldırmaya teşebbüs iddiaları mevcuttur.
Bizler bu güne kadar anayasayı savunmuşuzdur. anayasanın tamam olarak tatbik edilmesini istemişizdir. Hatta bu konuda bir misal arzetmek istiyorum. 1968 veya 1969 yılları olacak tarihini kesin olarak hatırlayamıyorum. Burada izin aldık anayasaya saygı mitingi tertipledik. Bize o gün a.p. militanlarından ve milletvekillerinden Hamit Fendoğlu başlarında olmak üzere saldırılar oldu, 5-6 arkadaşımız başından yaralandı. Bu hadiseler emniyet kuvvetlerinin gözü önünde cereyan etti. Hatta saldırıcılara yardımcı olmuşlardır.
Anayasayı değiştirmek, tadil etmek, tağyir etmek gibi kasıtla katiyen ilgimiz yoktur. Anayasayı değiştirmek, tadil etmek, tağyir etmek gibi kasıtla ilgimiz yoktur. Bizim bu konuda tek yazılı belgemiz bir bildiridir. Ve iddia makamı tarafından da bu aleyhimize ikame edilen en büyük delildir. Bunun 42 sayfalık iddianamede üç cümle ile sayın iddia makamı geçiştirmiştir.
Bildirimiz açıktır, şüpheden ve tereddütten aridir. Biz bildiride de umumi efkâra arzettiğimiz gibi Türkiye’yi bugünkü koşullar altında bağımsız olarak kabul edemiyoruz. Ekonomik, askerî ve kültürel sahalarda bağımlıdır. Bir takım takyitler altında bulunmaktadır. İddianamede dahi bu husus açıkça belirtilmiştir. İkili anlaşmalar ki bunların bir kısmı bakanlar kurulundan dahi geçirilmemiştir.
Bizim eylemlerimize ve hedeflerimize yüce mahkeme dikkat ettiğinde, Türkiye İş Bankasıdır. Bugün Türkiye’yi ekonomik yönden bağımlı kılan müesseselerin başında Türkiye İş Bankası gelmektedir. Ayrıca hedefimiz Amerikalılar olmuştur. Bizim kaçırdığımız dört Amerikalının bulunduğu üsse hiç bir Türk vatandaşı ve yetkilisi girememektedir. Subay da girememektedir. Bu hususta evvelce ifademi vermiştim. O okunsun noksan ve fazlalıklar varsa düzelteyim (dedi). (İlâve ederek) toplum polisinin kurşunlanması da aynı sebepler tahtında vuku bulmuştur. Yirmiye yakın arkadaşımız öldürülmüştür. Failleri bulunamamıştır.
Şimdi de mahkeme huzurunda gayet açık ve samimi olarak ifademi vermekteyim. Eğer anayasayı değiştirmek gibi bir kasıtla hareket etseydik, bunu da bu şekilde açıkça ifade ederdik. Daha doğrusu kendim ifade ederdim. Biz delil olmadığı halde samimi olarak ikrarda bulunmuşuzdur. Toplum polisinin kurşunlanmasında en ufak delil olmadığı halde bunu açıkça ikrardan çekinmedik. Kimler olduğunu da hangi arkadaşlarla bunu yaptığımızı da açıkça söyledim.
Bildiri öz itibariyle mütalâa edildiği takdirde anayasanın çizdiği sınırlar içinde kalmaktadır. Hatta ve hatta 12 Mart muhtırası ile de çelişmemektedir. İddianamenin vasfını asla kabul etmiyorum, fiillerimiz ortadadır (dedi). Ayrıca bu konuda müdafaamızı yapacağız. İfademin okunmasını isterim (dedi). (İfadesi okundu, mahiyeti anlaşıldı.)
(Söz alan sanık) Banka soygununda Alpaslan Özdoğan da bizimle beraberdi. Bankanın dışında belkiyordu. Bu zabıtta da geçmemiş, ilâve edilsin (dedi). (İlâve ederek) Sevim Onursal’ın evinde Necmettin Baca yoktu, İbrahim Seven de bulunmuyordu. Necmettin Baca’yı ilk defa cezaevinde gördüm. İbrahim Seven evvelden beri arkadaşımdır. Ancak Sevim Onursal’ın evinde görmedim. Sevim Onursal’ın, Kor Koçalak’ın, Mete Ertekin’in bu hadiselerle direkt ilgisi yoktur. Sevim Onursal’ın evine ikinci günü gitmiştik. Kimse bizim banka soyduğumuzdan şüphelenmiyordu. Sabahleyin geldiğinde kendisi de inanmadı. Kor Koçalak’la sadece saklanacak temini sebebiyledir. Mete Ertekin ise dört Amerikalının kaçırılmasına fiilen katılmamış olup sadece boş bırakılan arabayı hadise yerinden uzaklaştırmada yardımcı olmuştur.
Amerikalıları kaçırdıktan sonra götürüp saklandığımız Amaç apartmanını ben tutmuştum. Sinan Cemgil’le beraberdik. İrfan Uçar’ı tanırım. Ancak bu hadiselere karışmadı. Arzettiğim gibi Amaç apartmanını ben tuttum. ben o gün subay elbiseli idim. Üsteğmen rütbesi takmıştım. Mukavele imzaladık (dedi). Mukaveleyi Amaç apartmanında imzaladık (dedi).
Biz Ankara’dan ayrıldıktan sonra Elbistan yörelerinde diğer arkadaşlarla buluşacağımız iddia ediliyor, bu iddia doğru değildir. Ankara’dan çıkışımızın sebebi barınamaz hale gelmemiz dolayısıyladır. Elazığ civarında bir köprü civarında Sinan Cemgil ile buluşacaktık. Ve Sinan Cemgil bizi Elazığ’ın doğusunda kendisinin bildiği bir köye yerleştirecekti. İfadem bundan ibarettir (dedi). (Sanık Yusuf Aslan) Yurtdışına kaçmayı düşünmedik (dedi).
(İfadeye karşı askerî savcıdan soruldu, diyeceğim yoktur, dedi. Sanıklardan soruldu. ayrı ayrı itirazları bulunmadığını beyan ettiler.)
17 Temmuz 1971