Halil Çelimli

Değerli arkadaşlarım,

ABD eski büyükelçilerinden Robert Komer’in makam arabasının ODTÜ rektörlüğü önünde ateşe verilmesinin 38.nci yıldönümünde, düzenlediği etkinlik sayesinde bizleri bir araya getiren, üyesi olmaktan her zaman onur duyduğum ODTÜ Mezunları Derneği yönetim kuruluna, sayın başkanına ve toplantıda bulunan değerli üyelerine saygı, takdir ve teşekkürlerimi iletmek isterim.

Ayrıca bugünkü etkinliğin oluşumuna güç ve katkı koyan; devrimci dayanışma bayrağını her zaman yükseklerde tutan, ağarmış saçlarıyla meydanları süsleyip, devrimci eylemlere ruh veren; kuruluşuna emek verdiğim, üyesi olmakla övündüğüm 68’liler Dayanışma Derneğinin değerli üyelerine, yöneticilerine ve gerektiğinde beni bu toplantıda temsil etmeye tam yetkili dernek başkanı Bülent Vargel yoldaşıma dostluk ve dayanışma duyguları içinde selam ve sıcak sevgiler gönderiyorum.

Ankara’nın çok uzağında çalışmak durumunda olmam ve iş koşullarının denk düşmemesi nedeni ile, davetlisi olmanın ötesinde, son derece önem verdiğim bu toplantıya iştirak edememenin derin üzüntüsünü sizlerle paylaşmak isterim.

Komer olayı üzerinde çok konuşuldu, daha da konuşulacak.

Yine de değer bulduğum bir kaç noktayı dikkatlerinize sunmak istiyorum.

60 yaşında, “hala uslanmamış”, “inadına ODTÜ’lü”, “inadına genç” bir devrimci olarak; 1969 yılında, 6 Ocak pazartesi günü -öğlene doğru- “Komer rektörlüğe gelmiş” dediklerinde: ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü barakasından rektörlüğe koşarken duyduğum heyecan ve coşkuyu, bugün de fazlasıyla taşımaktayım.

On dört sanıklı bir dava gibi görülmenin ötesinde, büyükelçi Komer daha Türkiye’ye ayak basmadan önce başlayan ve giderek yaygınlaşıp gelişen anti-emperyalist direnişin, ODTÜ’nün tümünü kucaklayan kollektif bir süreç olduğunu unutmamak gerekir. Yaşanan tarihsel süreç, sadece arabanın yakılması momentine indirgenemez.

6 Ocak 1969 pazartesi günü, olayın sıcaklığı içerisinde eylemin haklılığını henüz kavrayamadıkları için reaksiyon göstermiş kimi ODTÜ’lü arkadaşlarımızın, kısa süre sonra aramıza katıldıklarını, olay nedeniyle kaçak duruma düşen, daha sonra tutuklanıp cezaevine giren ODTÜ’lü arkadaşları ile dayanışma içine girdiklerini bilmekten bugün bile mutluluk duymaktayım.

Daha ilk günden manşetlere çıkmış Komer olayı, halkımızdan büyük destek görmüştür. olayın ertesinde Amasya’nın Taşova ilçesinin bir köyünde, muhtarın evinde Taylan Özgür, Yusuf Aslan, İbrahim Seven’le birlikte misafir edildiğimiz günlerde, başta köy imamı olmak üzere bütün köylünün eve yemek getirmek için sıraya girdiğini bugün bile anımsıyorum.

Halkın gönüllü desteğini kazanamayacak hiçbir atılımın başarılı olamayacağını o günlerde öğrenmiştim.

Komer direnişi simgesel değeri olan, ODTÜ’nün kütüğüne silinmemecesine kazınmış, sırtını Türkiye halkına dayamış , önem ve anlamını bugün de koruyan devrimci, ulusal bir direniştir.

Her geçen gün büyüyüp genişleyen direniş başarıya ulaşmış; dünya halklarının baş düşmanlarından “Hanço” Komer güzel yurdumuzu terk etmek zorunda kalmıştır.

Bu yönüyle Komer direnişi, 68 gençliğinin tarihine kazınmış müstesna bir zaferdir.

Araba ateşe verildikten sonra, rektörlüğün önünde sevinç çığlıkları atan, sayıları birkaç bini aşan ODTÜ’lü arkadaşlarımıza, megafondan: “Bu yeni bir kurtuluş savaşıdır. Bu savaşın meşalesi burada yakılmıştır.” demiştim.

Amerikan emperyalizminin Ortadoğu bölgesini yangın yerine çevirdiği son yıllarda, 38 yıl önce ODTÜ’de yakılan kurtuluş meşalesinin daha da önem kazandığını duyurmak istiyorum.

Türkiye, Amerikan emperyalizminin açıktan tehdidi altındadır.

Korkuya mahal yoktur.

Gönüllerimizi birbirine bağlamanın; emperyalizme karşı ele ele vermenin, omuz omuza durmanın zamanıdır.

Komer olayı nedeniyle yargılanıp da aramızda olmayan: Taylan Özgür, Yusuf Aslan, Seçkin İnceefe’yi, olayın içinde olup da bu davada yargılanmayan ve çoğu katledilerek yaşamına son verilen Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Ulaş Bardakçı, Koray Doğan, Hüseyin İnan, Tunca Şahin Yılmaz, Dilşat Big’i ölüm tarihleri sırasını dikkate alarak saygıyla anıyorum.

Adını andığım bütün arkadaşlarımızı var eden, adı hiç unutulmayacak ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü’müzü saygıyla anıyorum.

Sevgi, dostluk dayanışma duyguları içinde, hoşçakalın diyorum.

Saygılarımla,

2007-01-30

68 Dayanışma, 06 Ocak 2007