Hüseyin Cevahir, 1947’de Dersim’in (Tunceli) Mazgirt ilçesinde doğdu. Lise eğitimi sonrasında, İstanbul Tıp Fakültesi’ne başladı. Ardından, SBF’ye kayıt yaptırdı. Cevahir, SBF’ye girdikten sonra, devrimci düşünceler doğrultusunda çalışmalar sürdürdü.
1965-69 yılları arasında gelişen gençlik hareketinin önderlerinden biriydi. SBF-DER başkanlığı yaptı, TİP içerisinde yaşanan ayrışmalar sürecinde, yakın arkadaşı Mahir Çayan’la birlikte tavır geliştirdi. THKP-C’nin çekirdeğini oluşturan onbir kişilik kadro arasında Cevahir de bulunuyordu. TİP Kurultayı’nda artık daha fazla Mihri Belli’yle birlikte olamayacaklarına kanaat getirdiklerinde, örgütlü bir yapıyı geliştirmek üzere, geçici bir komite oluşturdular. Hüseyin Cevahir’e düşen görev “Doğu Anadolu ve Kürtler” olmuştu.
Ziraat Bankası’nın Küçükesat Şubesi soygununu, Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir, Hüdai Arıkan, Ulaş Bardakçı ve Ziya Yılmaz birlikte gerçekleştirdiler. Yeni eylemler düzenlemek üzere, almış oldukları karar gereğince, İstanbul’a geldiler.
THKP-C hareketi genel komitesi kalıcı bir hal aldığında Cevahir yine komite üyesiydi.
Sıkıyönetim ilan edilmesiyle birlikte, İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’un kaçırılması eylemi kararlaştırıldı. Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Oktay Etiman, Ziya Yılmaz, Necmi Demir ve Hüseyin Cevahir’in oluşturdukları bir grup, konsolosu kaçırdıktan sonra, THKP 1 no’lu bildirisi ve THKC 1 no’lu bildirisini yayınladılar. Daha sonra isteklerinin hükümet tarafından kabul edilmemesi üzerine konsolosu öldürdüler.
Efraim Elrom’un kaçırılması ile birlikte, sola karşı girişilen “Balyoz Harekatı” ile büyük bir terör uygulanmaya başlandı. Binlerce insan gözaltına alındı, işkence gördü ve tutuklandı.
Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir yoğun operasyon ve tutuklamalar karşısında, gizlenmek üzere geldikleri Maltepe’deki bir evde, çevre sakinlerinin kuşkulanarak polise haber vermeleri sonucunda bir bekçiyi yaralayarak kaçmaya çalıştılar. Kaçanların Efraim Elrom’u cezalandıranlar olduğunun anlaşılması sonucunda operasyon büyüdü. Cevahir ve Mahir, bir başka eve girip evin küçük kızı 14 yaşındaki Sibel’i yanlarına alarak üçüncü kata çıktılar.
İki günü aşkın süren kuşatma ve çatışma sonucunda, sürekli “teslim olun!” çağrısında bulunanlara, “Asla teslim olmayacağız! Bizim buradan ancak ölümüz çıkar. Çocuğa dokunmayacağız, çocuk ancak sizin ateşinizle ölür” yanıtını verdiler. Dışarıdan keskin nişancılar tarafından açılan atış sonucunda Cevahir başından kurşunla yaralandı. Binaya saldırıya geçen asker ve polisler, Cevahir ve Mahir’in direnişiyle karşılaştılar. Düştükleri yerden ateş etmeye devam ettiler.
Hüseyin Cevahir, vücudunda 23 kurşun yarasıyla ölü, Mahir Çayan ise yaralı olarak ele geçirildi. Tarih 1 Haziran 1971’di.
THKP-C önderlerinden Hüseyin Cevahir, gençlik hareketi içerisinde yeraldığı dönemlerden başlamak üzere, devrimci hareketin örnek bir kadrosu olarak mücadelesini sürdürdü. O dönem yaşanan ideolojik tartışmalara yazılarıyla da katkıda bulundu. Bir kısım yazıları; Aydınlık Sosyalist Dergi ve Türk Solu dergilerinde yayınlandı.
Yazıları
- Hüseyin Cevahir :: Kalın Çizgilerle Edebiyatımızın Dünü
- Hüseyin Cevahir :: Küba Devrimi Üzerine
- Hüseyin Cevahir :: Doğu Anadolu Raporu