Sayın Hasan Cemal,

15-16 Mayıs 2008 tarihlerinde iki gün üst üste, Milliyet gazetesi’ndeki yazılarınızı ibretle okuduk.

40 yıl sonra, birçok insan Deniz Gezmiş yoldaşımızı kendi yanına çekmek için çaba harcıyor. Kimileri yumuşatmaya, kimileri sistemin bir parçası haline getirmeye çalışıyor.

Sevgili yoldaşımızın bir tek cuntacılığı eksik kalmıştı. Sayenizde o da gerçekleşti.

Bizler sizin cuntaya karşı olan yazılarınızı okuyor, etik davrandığınızı sanıyorduk.

Yanılmışız…

Deniz Gezmiş ve katledilen diğer yoldaşlarımızın yaşantısı çok iyi bilinmektedir.

Eğer etik duygularla davranabilseydiniz, bırakın bunu, bir gazeteci gibi davranabilseydiniz; yazdıklarınızın doğru veya yanlışlığını başka kanallara başvurarak kontrol edebilirdiniz.

Aşağıda imzası olan bizler, baştan sona Deniz’le birlikte olan, aynı kavganın içinde yer alan, aynı mahkemede yargılanmış insanlarız. Çok küçük bir çaba harcasaydınız, bize ulaşabilir ve birinci elden gerçekleri öğrenebilirdiniz.

Kaldı ki; mahkeme belgeleri de ortadadır.

O dönem sizin gibi kimilerinin umudunu cuntaya bağladığı ve 9 Mart’ı dört gözle beklediği doğrudur. Ancak bizler çok iyi biliyoruz ki, 9 Mart’tan önce de 12 Mart’tan sonra da Deniz Gezmiş ve arkadaşları cuntacılardan hiç kimse ile ilişki kurmamış, onlarla görüşmemiş ve herhangi bir işbirliği ya da eylem birliği içinde olmamıştır. Hatta 12 Mart Muhtırası’na karşı çıkan ilk ve tek siyasi gurup Deniz Gezmiş ve arkadaşları olmuşlardır.

Nitekim 12 mart Muhtırasının verildiği aynı gün THKO 2 nolu bildirisiyle bu Muhtıra’ya karşı çıkmış, devrimcileri uyanık olmaya ve faşist darbeye karşı birleşmeye çağırmıştır.

Biz THKO’lular, yapmak istediklerimizi ve daha sonra yaptıklarımızı hiç gizlemedik. Belki naif, belki çocukçaydı yaptıklarımız. Ama sapına kadar ütopyamıza bağlıydık. Dağa çıkıp gerilla savaşıyla devrim yapmak istiyorduk. Deniz, Yusuf ve Hüseyin İnan dağa gelirken yakalandı. Bizim ekibin geri kalanı ise 9 Mart’ta da 12 Mart Muhtırası verildiğinde de dağda idik. Ve kavgamızı sürdürmeye kararlıydık. Ama bilindiği gibi, ilk çatışmada üç yoldaşımız katledildi ve kalanlar yakalandı.

Bütün bu açıklamalarımızdan da anlaşılacağı gibi, İrfan Solmazer’in Deniz’le ilgili söyledikleri tümüyle yalandır.

Sizin; yaşayanlar dururken, üçüncü dördüncü şahıslardan duyduklarınıza dayanarak, doğruluğunu araştırmadan, yoldaşımız Deniz Gezmiş’i cuntacı ve “kullanılmış” ilan eden yazılarınızı şiddetle kınıyoruz.

Umarız bu kez etik davranır, açıklamamızı kamuoyuna duyurursunuz.

Atilla Keskin – Tuncer Sümer – Hasan Ataol – Mete Ertekin

17 Mayıs 2008

Tartışma konusu metinler:
Hasan Cemal